YÜZÜNDE GÜLÜMSEYEN MASKELERİN ARDINDA
İki yüzlü çıkarcı insanlardan uzak durmak, günümüzün en zor sınavlarından biri haline geldi. Çünkü artık birçok insan, sahte bir tebessümün ardına gizlenmiş bir menfaat dünyasında yaşıyor. Dışarıdan sevgi dolu görünen nice insanın kalbinde, aslında hesap dolu bir defter var. Seni yalnızca işine yaradığın sürece severler, çıkarları bittiğinde ise bir yabancıya dönüşürler.
Engelsiz bir birey için bu insanlar belki sadece can sıkıcıdır; ama engelli bir birey için çok daha derin bir yara açabilir. Çünkü onlar, zaten toplumun yargılarına karşı dimdik durmaya çalışırken, bir de sahte dostlukların ağırlığıyla sınanırlar. Engelli bir birey, kalpten gelen sevgiyi hemen hisseder; çünkü gözle değil, yürekle görür. Bu yüzden, sahte bir gülümsemeyi bile kilometrelerce öteden tanır.
Engelsiz bireyler arasında da dürüst, samimi ve gönülden dostluklar kuranlar elbette vardır. Onlar, insanı insan olduğu için sever; menfaat gözetmez, koşulsuzca yanında olur. Gerçek dost, engeli değil, kalbi görür. O kalp temizse, ne gözün görmemesi ne de kulağın duymaması bir eksikliktir. Asıl eksiklik, sevgiyi menfaate çevirenlerin vicdanındadır.
Günümüzün en büyük hastalığı “çıkarcılık” oldu. Herkes bir şey bekliyor, herkes bir şey istiyor. Karşılıksız dostluk, karşılıksız iyilik, neredeyse tarihe karıştı. Ama yine de unutmamak gerekir: Gerçek karakter, menfaatin bittiği yerde ortaya çıkar. İki yüzlü insanları tanıdıkça, sadeliğin, samimiyetin ve içtenliğin ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Hayat, bize kimin dost kimin sahte olduğunu öğretirken; asıl mesele, bizim kalbimizi kirletmememizdir. Çünkü dünya değişse de, içtenlik değişmemeli. Bir gülüşün ardında yalan saklamak yerine, sessiz bir dürüstlükte yaşamak her zaman daha değerlidir
Yorumlar
Kalan Karakter: