BAŞKALARININ BAKIŞLARI DEĞİL, KENDİ ADIMLARIMIZ BELİRLER YOLUMUZU
Günümüz şartlarında engellilik hâlâ birçok kişinin zihninde acınacak, çaresiz ve güçsüz bir hâlmiş gibi duruyor. Oysa bizler, bu toplumun tam merkezinde durup hayatı herkes gibi yaşama mücadelesi veren bireyleriz. Sorun engelimizde değil; sorun, insanların engeli hâlâ sadece fiziksel olarak görmesinde. Asıl engel zihinlerde, tavırlarda, bakışlarda ve ön yargılarda saklıdır.
Toplumda hâlâ bazı vatandaşlarımızın bize bakışlarında bir titreme, bir “yazık” duygusu, bir “eyvah eyvah” söylemi dolaşıyor. Bu söylemler, engelliyi güçsüzleştiren, insanı edilgen hâle getiren, varlığına gölge düşüren bakışlardır. Oysa bizler acınacak değil, desteklenecek; küçümsenecek değil, anlaşılacak; kenara itilecek değil, hayata katılacak bireyleriz.
Bugün diplomanız, eğitiminiz, yaşınız, konumunuz ne olursa olsun, hayatta en önemli şey bağımsızlıktır. Bağımsızlığın olmadığı yerde başarı yalnızca kâğıt üzerinde kalır. Attığınız adımın yönünü siz belirleyemiyorsanız, belediyenin, kurumların veya çevrenizdeki bireylerin merhametine muhtaç bırakılıyorsanız bu hayata bir sıfır yenik başlarsınız. Bizler yıllarca bunun mücadelesini verdik; özgürlüğün ve bağımsızlığın ancak emekle kazanıldığını yaşayarak öğrendik.
Bu nedenle engelli bireyler arasında dayanışma, birlikte öğrenme, birlikte güçlenme çok kıymetlidir. Ben de hayatım boyunca kendi gibi mücadele eden dostlarıma el uzatmayı, onların yolunu açmayı, onlara rehber olmayı kendime görev bildim. Çünkü bir engellinin elinden tutmak sadaka değil; insan olmanın en doğal gereğidir. Aynı yarayı hisseden insanların birbirine destek olması ise bir lütuf değil, bir sorumluluktur.
Toplumun bizi farklılaştırmaya, yüceltmeye veya küçültmeye ihtiyacı yok. Bize normalleşme, eşitlik, erişilebilirlik ve saygı gerekiyor. “Sen bu hâlinle bile buralara gelmişsen…” diye başlayan cümleler bir övgü gibi görünse de aslında içinde ayrıştırıcı bir bakış taşır. Oysa biz, kimsenin “şartlı takdirine” ihtiyaç duymadan, herkes gibi bu hayatın içinde eşit şekilde var olmak istiyoruz.
Bugün geldiğimiz noktada engel değil, anlayışsızlık engeldir. Görmemek sıkıntı değildir; görmek istemeyen gözler asıl sıkıntıdır. Engelli bireyin adımını küçümseyen değil, yolunu açan, ona acıyan değil, ona hak veren; onu kenara koyan değil, merkeze alan bir toplum ancak gerçek anlamda gelişmiştir.
Bizler, kendi yolumuzu kendimiz açtık; zorluklara rağmen ayakta durduk. Ve şimdi kendi ışığımızla başkalarının yolunu da aydınlatmaya devam ediyoruz. Çünkü bir kişinin yürüyebildiği yol, başka birinin özgürlüğüne kapı olur.
Yorumlar
Kalan Karakter: