Elektrik Faturasında Yeni Kademe, Eski Hayatlar Daha da Zor
1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe girecek yeni elektrik düzenlemesi, kâğıt üzerinde “tasarruf” gibi görünse de gerçekte dar gelirli vatandaşları ve engelli bireyleri doğrudan sarsacak bir yük anlamına geliyor. Yıllık elektrik tüketiminde devlet desteğinin üst sınırı 5 bin kilovatsaatten 4 bin kilovatsaate düşürülüyor. Bu da aylık ortalama 333 kilovatsaat sınır demek. Bugünün rakamlarıyla bu tüketimin faturası yaklaşık 984 lira . Bu sınır aşıldığında ise destek kalkıyor, fatura gerçek maliyet üzerinden kesiliyor.
Basit bir hesap yapalım. Ortalama bir hanede buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon, modem, aydınlatma ve küçük ev aletleri aylık 220–250 kilovatsaat tüketiyor. Buna bir de kışın elektrikli ısıtıcı, yazın klima eklendiğinde tüketim rahatlıkla 330 kilovatsaatin üzerine çıkıyor . Yani lüks yok, israf yok; sadece yaşam var. Sınır geçildiği anda fatura bir anda destekli tarifeden çıkıyor ve aylık bedel 1.300–1.500 lira bandına tırmanabiliyor. Asgari ücretle ya da emekli maaşıyla geçinmeye çalışan bir hanede bu artış, doğrudan mutfaktan, ilaçtan, ulaşımdan kesilmesi demek.
Engelli bireyler açısından tablo daha da ağır. Görme, işitme, ortopedik ya da kronik hastalığı olan birçok engelli vatandaş için elektrik bir tercih değil, zorunlu bir ihtiyaçtır . Medikal cihazlar, şarjlı yardımcı teknolojiler, bilgisayarlar, ekran okuyucular, evden çalışma imkânları sürekli elektrik tüketir. Engelli birey “bir düğmeye daha az basayım” diyerek hayatını kısmak zorunda kalmamalıdır. Ancak bu düzenleme, tam olarak bunu dayatmaktadır. Gelir sabit, gider artıyorken; destek çekildiğinde hayat çekilmez hâle geliyor.
Elektrikli araç meselesi ise ayrı bir başlık. Elektrikli araç sahibi olmak bugün hâlâ bir ayrıcalık gibi sunulsa da, uzun vadede yakıt masrafından kaçmak için bu aracı tercih eden orta ve dar gelirli vatandaşlar da vardır. Ortalama bir elektrikli araç 100 kilometrede yaklaşık 15 kilovatsaat elektrik tüketir. Ayda sadece 1.000 kilometre yol yapan bir araç, 150 kilovatsaat ek tüketim demektir. Zaten 250 kilovatsaat harcayan bir ev, bu araçla birlikte 400 kilovatsaati aşar . Sonuç nettir: Destek gider, fatura katlanır. Elektrikli araç çevreci diye teşvik edilirken, evde şarj eden vatandaş cezalandırılmış olur.
Bugün piyasaya baktığımızda tablo açık. Kira artmış, gıda artmış, ulaşım artmış, ilaç artmış. Gelir artışı ise bunların çok gerisinde kalmış durumda. Gider geliri geçtiğinde, hayat matematikten ibaret olur; duygunun, sabrın, fedakârlığın bile bir sınırı vardır. Elektrik gibi temel bir ihtiyaçta yapılan bu keskin düzenleme, en çok kırılgan grupları vurur. Dar gelirliyi, engelliyi, emekliyi, sabit maaşlıyı.
Devlet desteği gerçek ihtiyaç sahibinden çekilmemeli; tam tersine, engelli bireyler ve dar gelirli haneler için daha adil, daha insani, daha gerçekçi kademeler oluşturulmalıdır. Tasarruf çağrısı, yaşamı kısarak değil; adaleti büyüterek yapılır. Aksi hâlde bu yeni dönem, faturada rakam değil, hayatta yük olarak yazılır.
Yorumlar
Kalan Karakter: