ENGELLİ OLMAK BAHANE DEĞİL, FIRSATIN KENDİSİDİR
Hayat, önümüze kimi zaman dağlar gibi engeller çıkarır. Kimi yürürken düşer, kimi görürken karanlığa gömülür, kimi işitmez dünyanın sesini… Ama asıl engel; bedenlerde değil, ruhlarda ve zihinlerdedir. Bugün ne yazık ki birçok engelli kardeşimiz, bilgisayar başında saatlerini öldürerek, WhatsApp gruplarında goygoy yaparak, günü kurtaran boş sohbetlerle oyalanarak ömür tüketmektedir. Bu durum, onların yeteneklerini köreltmekte, hayallerini çürütmekte ve özgüvenlerini eritmektedir.
Engelli olmak, bir geri kalmışlık sebebi değildir. Aksine, doğru bir bilinçle yönlendirilirse; engel, insanı daha üretken, daha sabırlı, daha güçlü kılabilir. Fakat kendini sanal sohbetlerin içinde kaybeden, sürekli bahanelerle zamanını boşa harcayan bir engelli birey; aslında kendi değerini kendi elleriyle yok etmektedir. Boşa geçen zaman, yalnızca saatleri değil, insanın geleceğini de tüketir.
Bilgisayar başında geçirilen vakit, sadece eğlenceye harcanırsa ömürden çalınan yıllara dönüşür. Oysa aynı bilgisayar; yeni bir dil öğrenmenin, yazılım geliştirmenin, kitap yazmanın, farkındalık yaratacak projeler üretmenin anahtarı olabilir. Sosyal medya; dedikodu çukuru değil, engelli bireyin topluma sesini duyurabileceği, hayatlara dokunabileceği bir sahneye dönüşebilir. Yeter ki kişi, kendi değerini bilsin, kendi içindeki ışığı görebilsin.
Unutulmamalıdır ki, engelli olmak bir eksiklik değil; farklı bir mücadele biçimidir. Bu mücadelede başarıya ulaşmak için en önemli şart; zamanı en verimli şekilde kullanmaktır. Çünkü zaman; tıpkı çatlak bir bardaktaki su gibi akar gider. Onu ya tüketirsin, ya da boşa akmasına izin verirsin. Bir engelli bireyin en büyük kaybı, fiziksel engeli değil; kendine olan inancını yitirmesidir.
Hayat, üretmeden geçen yılları affetmez. Her insan, engelli ya da engelsiz, ardında bir iz bırakmak zorundadır. O iz; bilgiyle, emekle, alın teriyle, cesaretle ve mücadeleyle çizilir. Goygoyla değil; gayretle. Dedikoduyla değil; üretimle. Boş vakitle değil; hayata dokunan gerçek çabalarla.
O yüzden engelli olmak, hiçbir zaman bahane değildir. Bahane üretmek, engelin en derinidir. Gerçek engel; kendi özsaygısını kaybetmek, mücadele ruhunu yitirmek ve yaşamı israf etmektir. Kim ki kendi engelini bahane değil, fırsat olarak görür; işte o insan, hem kendi hayatını aydınlatır hem de başkalarına yol gösterir.
Yorumlar
Kalan Karakter: