YARIM SEVGİLERİN SESSİZ ÇIĞLIĞI
KALMAK MI, GİTMEK Mİ?
Bazı duygular vardır ki ne adı konur ne de anlamı tamamlanır. Kalbin içinde, kelimelere sığmayan bir eksiklik olarak durur. Sorar insan kendine: “Bu, sevgi mi, yoksa sadece alışkanlık mı?” “Yanımda mı, yoksa sadece orada mı duruyor?” İnsan ilişkilerinde en büyük yıkım, ihanet değil yarım kalmışlıktır. Çünkü ihanet bir bitiştir. Acıtır ama sonlandırır.
Ama yarım sevgi… O, içten içe çürütür insanı.
Gitmeyen ama kalamayan, sevmeyen ama vazgeçmeyen…
İşte bu belirsizlik yorar en çok kalbi.
Deniz bile kararsız olduğunda fırtınayı getirir. Ya durulmalı su, dinginlik vermeli…
Ya da kudurmalı, dalgalarıyla yıkmalı her şeyi.
Ama o orta hâl yok mu…
Ne cesaret verir, ne huzur.
Sadece savurur.
Tıpkı yarım kalan bir bakış gibi.
Ne sever, ne de bırakır.
Bir hançer düşün.
Saplanmamış ama kından da çıkmış.
Elinde taşıyanı da, karşısındakini de diken üstünde tutar.
Sevgi de böyledir.
Eğer sonuna kadar sevilmeyecekse, hiç başlanmamalı.
Yarım yürekle çıkılan yol, ne varış getirir ne de huzur.
İnsan sevilmekten çok anlaşılmak ister.
Ama daha önemlisi, tam anlamıyla “niyetin ne” diye sorulmak ister.
Ve bu sorunun cevabı nettir: “Ya tam yanımda ol, ya hiç olma.” Yarı dostluk, yürekte güvensizlik bırakır.
Yarı düşmanlık, sürekli tetikte olmayı öğretir.
Yarı aşk, bir ömür eksik bırakır.
Bazen susarız çünkü ne söyleyeceğimizi bilemeyiz.
Bazen kalırız çünkü gitmeye cesaret edemeyiz.
Ama asıl yoran şu: yarım kalan biz oluruz. Ne söyleyebilen, ne susabilen…
Ne gidebilen, ne kalabilen…
Peki ya sen, sen gerçekten var mısın?
Yoksa sadece alışkanlıklarınla mı yürüyorsun yanında taşıdıklarını?
Seviyor musun yoksa sadece yalnız kalmaktan mı korkuyorsun? Bu sorularla baş başa kalınca sessizlik bile cevap olur çoğu zaman.
Unutma…
Yarı sevgiler, tamamlanmamış hayatlardır.
Ve her eksik sevda, bir başka kalpte tam bir yara bırakır.
Yorumlar
Kalan Karakter: