ÇOK KİRLENDİK
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
Bugüne kadar dünyaya gelmiş en büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk olduğunu dünyanın önemli devlet adamları kabul ediyor.
Franklin Roosevelt(ABD Başkanı, 1928) ‘’İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O tetiktir, hazır cevaptır, dikkati çekecek kadar zekidir.’’
Lloyd George(İngiltere Başbakanı, 1922), “İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya’da çıktı. Hem de bize karşı. Elden ne gelebilirdi.’’
Prabowo Subianto(Endonezya Cumhurbaşkan, 10.04. 2025),‘’Gençken bir ikonum vardı, hayranlık duyduğum biri vardı, benim kahramanım, benim ikonum Mustafa Kemal Atatürk’tü’’.
Büyük Önder, kurduğu Cumhuriyetin hedeflerini açıklarken, Onuncu yıl nutkunda çok sevdiği milletine seslenerek ’’Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.’’ vizyonunu açıklıyordu.
Ancak başaramadık ve ona layık olamadık.
Çok can sıkan sorunlarınız, sıkıntılarımız ve dertlerimiz var. Ama en çok canımı sıkan, aslında milletin de canını sıkan bu ülkenin Kurucu Liderine karşı birilerinin yapmış olduğu ihanet ve saygısızlıktır. İşte son bir örnek; Emniyet Genel Müdürlüğü, 30 Ağustos paylaşımında Atatürk’ü fotoğraftan silmesi. Vatandaşın tepkisi sonrası düzeltilmesi. Böyle bir hata kabul edilemez. Bu bir ahlaksızlıktır.
Ahlaken çok kirlendik. Bu yaşamımızın her alanına yansıdığı gibi özellikle çevremiz, doğamız bundan fazlasıyla nasibini aldı. Neden? Herkesi kendine bu soruya sorsun. Evet neden? Fazla düşünmeye ger yok. Bir atasözümüz’’ Balık baştan kokar’’. Bu nedenin cevabıdır. Atalarımız ne demişse doğru demiştir. Biz onlara layık olamadık. Hele Büyük Ata seni bugünlerde çok arıyoruz çok.
Ahlak çökerse toplum çöker, toplum çökerse devlet çöker. O halde ahlakın olmadığı bir toplum elbet de hem çökecek hem de kirlenecektir. Bu kirliliği bedelini de millet ödeyecektir.
Yine bir atasözü ‘’ Kendi düşen ağlamaz.’’
Sosyal medyada bir paylaşım. ‘’Beni Yıka’’(Metin Yılmaz, Nefes Gazetesi). Çok anlamlı buldum. Bir durum tespiti var ve bir tepki var. Yeter artık aklınızı başınıza alın ve rant uğruna yarattığınız sorunların kirliliği canımıza tak etti. Birazda adam olun yarattığınız bu sorunları çözün diyor.
Ne demek istiyor ‘’Beni temizle… Toprağımı çöpten, sularımı zehirden, ormanlarımı ateşten, insanımı kötülükten, siyasetimi kirli pazarlıklardan, vatanımı terörün kanlı ellerinden, gençleri sahte diplomalardan kurtar. Ben Türkiye’yim. Kirli bırakma.’’ ne kadar haklı talepler. Temiz bir ülke istiyor. Daha ne istesin.
Evet çok kirlendik. Çok acilen yıkanmaya ve temizlenmeye çok ihtiyacımız var.
Dünyanın kıskandığı güzel ülkem.
Çok önemlisin ve çok da değerlisin. Çünkü senin;
* Kıtaların arası kavşak noktası jeopolitik konumun, * Üç tarafını çevreleyen denizleri, * Doğa harikası yer şekillerin, * Sayısız akarsuların ve göllerin, * Yeterli tarım alanın * Zengin madenlerin, * Medeniyetlerin beşiği, * Genç nüfusu ile dünyanın gıpta ile baktığı bir ülkesin. Ama bu zenginliğin içinde milletin fakir.
Kalkınamadık ve güçlü bir devlet olamadık ama bu güzel doğayı tahrip etmemiz ve kirletmemiz bize hiç yakışmıyor. Atalarımız yadigarı, gelecek nesillerin emanetine ihanet ediyoruz.
AHLAKİ KİRLİLİK
İşte evrensel ahlak ilkelerinden bazıları. Yönetenler açısından bir bakalım.
- İnsana Saygı. Benden mi değil mi varsa orada saygı yoktur.
- Adalet. Yargıya güven %27 ise ol ülkede adalet yoktur.
- Hoşgörü. Muhalif vatandaşlarını düşman gibi gören bir yönetimde hoşgörü olmaz.
- Dürüstlük ve Güvenilirlik. Dürüstlük, doğruluk ve şeffaflık var mı. Yok.
- Vicdan. Adaletin olmadığı yerde vicdan olmaz.
- Paylaşım. Ülke kaynaklarının adil bir şekilde paylaşım yoktur.
- Sorumluluk. Görmedim. Şahit olmadım. Maden kazaları, doğal afetler, orman ve otel yangınları, iş kazaları say say bitmez. Bir sorumlu yönetici ve siyasi yoktur.
İşte iktidarın ahlaki karnesi. Bütün derslerden kalmış. Ama toplumda vicdanları sızlatan bazı yanlışlar var ki tahammül noktasını aşmış durumda.
Yolsuzluk, rüşvet, kayırmacılık ve gelir eşitsizliği. Tepeden tırnağa öyle yaygın hale gelmiş ki adeta yarışıyorlar. O kadar çok ki saymakla bitmez. İşte bir kaç örnek,
- Reza Zarrab’dan rüşvet alan bakanlar, kocasının şirketinden bakanlığına dezenfektan satın alan bakan, organize suç örgütleri ile boy boy fotoğrafları olan bakan, gemi şirketleri olan başbakan
- Ankara’yı parsel parsel satan İ. Melih
- Evlerde kasalarda saklanan paraların sıfırlanması, ayakkabı kutuları
- Altın kaçakçılığı yapan milletvekilleri
İşte ülke ekonomisi bu hale böyle geldi. Hani ben demiyorum. İktidar ortağı siyasetçiler diyor.
Karabük MHP Belediye Başkanı Rafet Vergili "AKP siyaseti zengin olma yolu yaptı. Herhangi bir yerde rant varsa onu peşkeş çekmekle başlar." diyor. İşte yolsuzluğun ve rüşvetin itirafı.
AKP li Savcı Sayan X paylaşımında’’Bir zamanlar sıfırdınız, bugün katrilyon sahibisiniz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza borçlusunuz’’ diyor. Ayrıca ‘’Devletin arazilerine doymuyorsun. Yurtiçi ve yurtdışı bütün ballı işler sende. Beş kuruş vermeden büyük şirketlere %50 ortak oluyorsun.’’ bunlar bir itiraftır. Neyin itirafı. Bu iktidar sayesinde birilerinin haksız bir şekilde nasıl zengin olunduklarının itirafıdır.
Kayırmacılık. Devlete eleman alımlarında yapılan mülakatlarda kayırmacılık yoktur kimse diyemez. Yaklaşık bir milyon atama bekleyen öğretmen alım mülakatları çok can sıkıyor. Hele sahte diplomalarla alınan, sonra makam ve mevkilere getirilenler tam bir ahlaksızlıktır.
Gelir eşitsizliği. TÜİK verilerine göre 2024 yılında, en yüksek yüzde 20'lik gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay yüzde 48,1 olurken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun payı ise yüzde 6,3 olmuştur. Evet eşitsiz bir gelir dönemi yaşanıyor.
Yargı. Toplumda yargıya güven %27ye düşmüş. Bu milletin büyük çoğunluğunun yargıya güvenmediğini gösterir. Bakan hiç boşuna kendini yormasın ve her gün tarafsız ve bağımsız lafı etmesin. Millet senden daha iyi bunun farkında. Aslında senin milletin sesine kulak vermen gerekirken yargı içindeki hukuksuzlukları savunman doğru değildir.
AKP kurucularından Hüseyin Çelik ‘’Kendi militan yargımızı oluşturduk’’ diyor. Çağlayan adliyesinde olanlara bir bak. Böyle tarafsız yargı olmaz.
Özgür Özel ak beyaz toroslar çetesi kime diyor. Bu çetenin içinde savcılar var mı. İBB borsasında cirit atan o ahlaksız avukatların kimlerle ilişkisi var. Bunlar neden içeri atılmıyor. Bunları koruyanlar mı var. Bunun adı da tarafsız yargı.
İşte sorunlar ve toplumda yarattığı kirlilikler. Sağduyulu herkes bu kirlilikten bir an evvel kurtulmak itiyor. Çözüm sandık da olacaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: