YARGIYA GÜVEN ESASTIR
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
Yargı millet adına karar verir.
Milletin yargıya güveni esastır. Bu güveni yargıçlar sağlayacaktır.
O halde ülkesini ve milletini seven yargıçlar kararlarıyla o güvene layık olmalıdırlar. Adaletli kararlar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargı olmadan devlet olmaz. Çünkü devlet toplumun hukuk kuralları üzerinde örgütlenmiş şeklidir.
Anayasaya göre hiçbir organ, makam, mevki, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde dahi bulunamaz.
YARGIMIZ NE DURUMDA
Toplumda yargının siyasallaştığı, muhalif olanlara ve eleştirenlere tutukluğun bir cezaya dönüştüğü fikri hakim. En son gazeteci Fatih Altaylı’ ya verilen hapis cezası ve tutukluluğun devam kararı.
Yargının durumunu değerlendiren hukukçuların yaptığı açıklamalar;
25 baro ortak açıklamasında ’’Tarihimizin en ağır yargı krizini yaşıyoruz.’’ diyerek HSK tamamen siyasallaştığı, Yüksek Mahkeme ve AİHM kararlarının uygulanmaması olağan hale geldiğini belirttiler.
Ankara Baro Başkanı 2025 yılını hukuksuzluk yılı olarak ilan ettiklerini ve yapılanlar da planlı bir hukuksuzluk var ama somut delil yok dedi. Sadece gizli tanık öyle duydum ve böyle söyleniyor yalanları delil olarak kullanılmıştır. İşte bu tam bir hukuksuzluktur.
İktidara yakın eski bakanlar, milletvekilleri, hukukçular ve akademisyenlerden oluşan 19 isim, Türkiye’de hukuk devletinin askıya alındığını söyleyerek yargı bağımsızlığı için acil adım atın çağrısında bulundular. Yargı siyasallaştı, adalet çöktü dediler.
Hüseyin Çelik. AKP kurucu üyesi. Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığını ve yargı bağımsızlığından söz edilemeyeceğini ve ‘’Ne yazık ki biz de kendi militan yargımızı oluşturduk’’ diyor. Başka birisi değil, bu iktidarın eski bir bakanı diyor.
Prof. Dr. İzzet Özgenç, Cumhurbaşkanının eski hukuk danışmanı. Hukuk alanında atılan adımların yanlış olduğunu belirterek, "Yanlışların yanlışla telafi imkanı bulunmamaktadır. Hukuka geri dönülmesi kaçınılmazdır" diyor. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'yla ilgili süreci baştan sona eleştirdi. Erdoğan'a gönderdiği mektubu paylaşan Özgenç, diploma kararının iptali ve gözaltı işlemlerinde hukuki bir zemin bulunmadığına işaret etti.
Son bir yılda ana muhalefet partisine yönelik yapılanlar;
- CHP ye kurultay iptal ve mutlak butlan davaları
- İstanbul il kongrelerinin iptali ve kayyumlar
- Bir Bakan yardımcısı İstanbul’a Başsavcı atanması ve hemen arkasından İBB soruşturması başlatılması.
Ne yazık ki bu da oldu.
16 milyonluk şehrin seçilmiş Belediye Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı adayı, sabah erkenden evinden polislerle alındı. 4 gün emniyete nezaret de bekletildi ve sonra tutuklandı. Neymiş kaçma şüphesi varmış. Daha sonra haftalarca süren dalga dalga operasyonlar ve tutuklamalar yapıldı. Çok büyük bir yolsuzluk varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışıldı.
Nihayet 237 gün sonra iddianame
Ne iddia ediliyor. Ekrem İmamoğlu 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı olduktan sonra önce İBB Başkanı olmayı ve daha sonra CHP nin başına geçmeyi ve sonunda Cumhurbaşkanı olmayı planlamış. Bu hedefi çıkar amaçlı suç örgütü faaliyeti olarak görmüşler. Aslında öyle bir hedef yok ama diyelim ki vardı. Bir siyasetçinin böyle bir hedefi olması suç sayılmış. Bunun için bir sistem kurduğunu ve büyük yolsuzluklarla sisteme para aktardığını iddia ediliyor. Ama o para nerde bir türlü bulamıyorlar. Peki delil ve kanıt ne. Gizli tanık ve etkin pişmanlıktan yararlananların vermiş olduğu ifadeler. 2352 yıl hapis isteniyor. Ya bu ifadeler iftira ise. Bağımsız hukukçuların ortak görüşü bu soruşturmanın hukuki değil siyasi olduğudur. Yani Taraflı bir yargı.
AYM ve YSK kararları yok sayıldı.
- Yargıtay 3. Ceza Dairesi AYM’nn Can Atalay’la ilgili hak ihlali kararına hukuki değeri yok diyerek uymuyor.
- İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyor.
- İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi YSK karalarını tanımıyor. YSK yeni seçilen CHP il Başkanına mazbatasını verdiği halde mahkeme hala atadığı kayyumu CHP binasında tutmaya devam ediyor.
Bütün bunlara rağmen Bakan tarafsız ve bağımsız bir yargı var diyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Meclise verdiği 7 soruluk yazılı önergesinde ‘’ Türkiye’de iktidara yakın olanlara farklı, diğer vatandaşlara farklı uygulanan ikili hukuk sistemi işletilmektedir. AKP belediyelerine yönelik İBB 37, ABB 97 yolsuzluk dosyasını savcılıklara teslim etmişler. Ancak İçişleri Bakanlığı bu dosyalara el koymuş, hiçbir soruşturma açılmamıştır. Bunlarla ilgili yargı süreçleri işletilmemiştir. Hani yargı tarafsız ve bağımsızdı.’’
Adam milat önce ‘’Adalet olmayınca devlet büyük bir çeteden başka nedir ki?’’(Aurellus Augustinius) diyor.
Benim bir vatandaş olarak yargıçlardan tek talebim ve beklentim kararlarınızda adaletli olmalarıdır. Ama siyaset ne yazık ki her kuruma girdiği gibi yargıya da girmiş. Siyasi kararları olan yargıçlar milletine çok büyük bir haksızlık yapıyorlar. Hiç unutmayalım ki FETÖ yargı döneminde ne canlar yandı, ne aileler nasıl mağdur edildi. Ülkeye ve millete çok büyük zararlar verdiler. Ama şunu da hiç unutmayalım ki bu millet onlara gerekli dersini verdi ve bazıları bir sıçan kaçtılar. Nerede oldukları biliniyor. Neden bunlar getirilip yargılanmıyorlar hala anlamış değilim. Onun için bu millet siyasete bulaşmamış bir yargı ve adaletli olan kararlar bekliyor.
Türkiye 2025 yılında hukuk üstünlüğü endeksinde 143 ülke arasında 118. sırada yer almıştır. Panorama şirketi mayıs ayı anketine göre yargıya güven yüzde 27 ye düşmüştür.
Tarafsız yargıçlara lafım yok. Taraflı yargıçlara lafım elbet de var. Yargıçlar milletinin dışında hiç kimseye hizmet etmemelidir.
Onurlu olmanın gereğidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: