ABD ve onun tüccar Başkanı Trump boş durmuyor. Dünyada nerede bir çıkar varsa hiç kimseye kaptırmadan hemen emperyalist sömürü plan ve politikaları devreye sokuyor.
Hani dosttuk. Bu antlaşmayı yapmak Türkiye’ye yakışır demedi.
ABD Başkanı Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile bir araya getirerek iki ülke arasında "barış için yol haritası" olarak tanımlanan ortak deklarasyona imza atıldı. Anlaşmaya göre Azerbaycanı Nahçivan bağlayan ve Ermenistan topraklarından geçen Zengezur koridoru açılmış olacak. İmza sonrası Aliyev ABD ve Trump’a övgüler yağdırdı ve şöyle dedi. Bu antlaşma;
• Dünyanın bir numaralı başkentinde imzalanmış olması,
• Dünyanın bir numaralı ofisinde imzalanmış olması,
• ABD nin harika başkanın önünde imzalanmış olması
• Tabi ki taraflardan hiç birinin geri adım atmayacağının bizzat kanıtı. Geri atmaya niyetimiz olsaydı zaten buraya gelmezdik.
Paşinyan: Evet kesinlikle katılıyorum dedi.
Trump "Bir show edası içinde, çok güzeldi bunları duymak. Çok güzel bir şekilde dile getirdiniz" diyerek bir güç gösterisi yaptı. Bu arada alacağını da aldı. Ne aldı;
1. Bu ülkeler bundan sonra benim emrimde ve himayem dedi.
2. Tüccarlığını göstererek koridoru Trump uluslararası Barış ve Refah yolu adı ile işletmesinin 99 yıllığına ABD ye ait olacağını ve ABD li şirketlerin yatırımlar yapacağını açıkladı.
3. Hem Aliyev ve hem de Paşinyan o ezik halleri utanmaz bir halde Trump’ı nobel’e aday gösterdiler.
Evet bu yol bizim için önemli. Nahçivan üzerinden Azerbaycan’a ulaşacağız. Ama insanın zoruna giden, hemen yanı başımızda iki sınır ülke arasındaki bu antlaşmayı neden biz yapamadık. Nedeni belli gücün kadar yetkin var. Peki hani bizim dostumuzdu Trump. Dostluk falan hikaye. Menfaatin olduğu yer de dostluğun hiçbir kıymeti yoktur.
Güçlü bir ekonomiye sahip olsaydık belki de bu antlaşmayı biz yapar ve o koridor yoluna da bizim adımız verilirdi.
Evet dünyayı yönetiyorlar. Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler mecbur kalmışlar dost olamaya. Hele diktatörler koltuklarını korumak için ülke kaynaklarını onlara peşkeş çekerler. Dünyanın kabadayısı.
Bunlar tüm dünyayı kendilerine göre dizayn etme ve kendilerine itaat eden devletler yaratma peşindeler. Başka devletlerin üzerinde egemenlik kurmak için siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri etkisi ile yayılma, genişleme, siyasi olarak denetim altına alma, ekonomik olarak bağımlı kılma, kültürel olarak üstünlük kurma çabası içindeler. Kısaca o ülkeleri istedikleri gibi yönetmek ve istedikleri gibi kaynaklarını sömürmek onların en büyük amacıdır.
Kendilerine itaat etmeyen ülke yönetimlerini nasıl değiştirdiklerini, nasıl parçaladıklarını Libya, Mısır Irak, Suriye örneklerinde gördük. Şimdi sıra İran’a geldi. Yarın nereye gidecekleri belli. Amaç Ortadoğu da geniş toprakları olan bir İsrail kurmak ve Ortadoğu’ya, Asya’ya ve Afrika’ya hakim olmaktır.
ABD eski Dışileri Bakanı Henry Kissinger ’’Amerika düşmanı olmak tehlikelidir ama dostu olmak ölümcüldür’’
Bugün geri kalmış dünya ülkeleri Trump’la dost olmak için sıraya girmişler. Bazı ülke liderleri onunla dost olmaktan övünüyorlar. Pakistan Başbakanı gibi yalakalar Nobel barış ödülü almasını teklif edeceklermiş. Dünyayı bunlar yönetiyor, ne acı değil mi. Peki şimdi soruyorum diktatörlerin dost olmak istedikleri adama bir bakın;
• Uluslararası hukuku ve kendi anayasasını ihlal ederek bir ülkeye saldırıyor.
• Filistin Gazze de çocuk katliamına ve soykırıma göz yumuyor.
• Katil İsrail’e destek veriyor.
• Bir devlet adamına yakışmayan şımarık, küfürbaz tavır ve hareketler yapabiliyor
• Taciz ve tecavüzden yargılanıyor.
• Bir tüccar zihniyeti ile hareket ediyor.
• Bunlar bildiklerimiz, ya bilmediklerimiz.
Ama herkes şunu çok iyi bilsin ki; Ne Trump dan dost olur. Ne de ABD emperyalizminden. Çünkü mazlum milletlerin düşmanıdırlar.
Bunu çok iyi gören 68 Devrimci hareketin lideri Deniz Gezmiş ve arkadaşları tarihe geçecek şekilde ABD emperyalizmi karşı çok büyük bir mücadele vermişler ve Tam Bağımsız Türkiye’yi savunmuşlardır. Bu devrimci yiğitler ayrıca Suriye, Lübnan ve Ürdün’e giderek Filistin halkının devrimci örgütlerine katılmış, İsrail’e karşı savaşmışlardır. Bu gerçek vatansever devrimci gençler ABD ve onların emrinde olan Cunta iktidarı tarafından idama mahkum edilmişlerdir.
Deniz Gezmiş 12 Mart Faşist Cunta iktidarı mahkemesi duruşmasında savunma yaparken dik duruşu ile devrimci bir yiğide yakışır bir şekilde aynen şöyle diyordu:
"Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. Bizlerin tek özlemi tahsil sırasında bulunmamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığıdır. Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığını temin edemedik."
Atatürk de tam bağımsızlığın önemli olduğunu defalarca dile getirmiş ve onun için ekonomik kalkınmanın önemini hep vurgulamıştır. Atatürk ‘’Türk milleti; emperyalizmin taşeronu değil, özgür ekolojik dünyanın onurlu bir kurucusu olmalıdır. Ancak bunun yolu, düşünsel ve ekonomik bağımsızlıktan ve gerçekten halka dayalı katılımcı bir demokrasiden geçmektedir.’’ demiştir. Ama ne yazık ki bunu başaramadık.
Bu iktidarı gelişinde desteği olan ABD, uzun süre kalışında rolü olduğunu düşünüyorum. Özgür Özel’in söylediğine göre Ekrem İmamoğlu tutuklansın mı diye Trump’a sorulmuş. Böyle bağımsız ülke olmaz.
Şimdi ABD Başkanı Trump, Erdoğan’ın dostu olabilir.
Ama Türkiye’nin asla dostu olamaz.
Yorumlar
Kalan Karakter: