VATANDAŞ ARTIK SİZE İNANMIYOR VE GÜVENMİYOR
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
Hiç düşündünüz mü neden inanmıyor ve neden güvenmiyor. Düşünmediniz. Hala da düşünmüyorsunuz. Çok yanlışlar yaptınız. Çok büyük kötülükler yaptınız. Bir doğrunuz yok. Ama şunu başardınız.
Kendinizi ve çevrenizi zengin ettiniz. Milleti fakirleştirdiniz.
Son aylarda muhaliflere özellikle CHP li belediyelere yapılan operasyonlar ile haksız, hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları toplumda çok büyük bir tepkiye yol açmıştır. Hala da o yanışa devam ediyorsunuz. Ne yaparsak yapalım iktidardan gitmeyiz. Ne söylersek inanırlar dediniz ve bu akılla keyfi bir yönetim anlayışı içinde oldunuz. Ülke de bu hale geldi. Bunun faturasını millet ödedi. Artık milletin büyük çoğunluğu size inanmıyor ve güvenmiyor. Bu durumda yapacağınız tek şey var. Milletin hakemliğine gitmeniz ama bu cesaret de sizde yok.
NEDEN İNANMIYOR
Partiyi kurduğunuzda çok büyük iddialarda bulundunuz. Çok büyük sözler verdiniz ve iktidar oldunuz. İşte o 2002 seçim bildirgeniz. Unutmuş gibisiniz. Size tavsiyem o yazdıklarını bir okuyun. Ne sözler vermişsiniz.
- İlkeli siyaset ve dürüst yönetim anlayışıyla, toplumsal barışı sağlayacak ve halkımızın refahını artıracaktınız. Hukukun üstünlüğüne dayalı şeffaf bir yönetim olacaktı. Hükümetin ve kamu yöneticilerinin hesap verme sorumluluğu olacaktı. Demokratik rejimin işleyişine, sistem dışı her türlü müdahaleye karşı olunacak. Temel hak ve özgürlükler, devlet idaresi altında onurlu bir hayat sürebilmenin ön şartı olacak dediniz. Çok güzel yazmıştınız. Ama gele gele bir tek adam sistemine geldiniz.
- Şeffaf ekonomik politikalarla güven sağlanacak, enflasyonu ve kamu borcu düşevek, yüksek ve kalıcı büyüme ile insanların yaşam kalitesi yükselecektiniz. Gelir dağılımını iyileştirilecek ve yoksullukla mücadele “ahlaki” bir zorunluluk olduğunu söylediniz. Tam tersi oldu. Faiz ve enflasyon çift rakamlarda, yolsuzluğun ve usulsüzlüğün ayyuka çıktığı, milletin büyük çoğunluğu geçim sıkıntısı içinde inim inim inlediği günlere geldik.
- Yargı yetkisini kullanan kişi ve kurumların bağımsız ve tarafsız karar vermelerini sağlayacak bir yargı sistemi ile tam ve zamanında adalet sağlanacaktır dediniz. Yargı gücünü kullananların görevlerini yasaların emrettiği doğrultuda tarafsız olarak kullanmaları kişi hak ve özgürlüklerinin en önemli teminatıdır dediniz. Hani nerde tarafsız ve bağımsız yargı.
- Avrupa Birliği’ne tam üyeliği, güçlü yerel yönetimler, yenilenebilir ve alternatif enerji kaynakları, madenlerin ülke menfaatine göre işletilmesi, gelişmiş bir turizm, tarım ve hayvancılık da ülkemizin temel gıda ürünlerini karşılama noktasına gelmesi, etkin ve kaliteli sağlık, nitelikli eğitim, gerçekçi bir dış politika, herkese sosyal güvenlik vaat ettiniz ama hiç birini yapmadınız.
İlkeli siyaset ve dürüst yönetim, şeffaf ekonomi, tarafsız ve bağımsız yargı hani nerde. Gören var mı. Görülüyor ki seçim bildirgesindeki vaatlerinizin hiç birini tutmamışsınız. Koca 23 yılı harcadınız.
Onun için bu millet artık size inanmıyor.
NEDEN GÜVENMİYOR
Çok yanlış yaptınız. Yanlış kararlarla ülkeyi yönettiniz. Sonuç da ülke de bu hale geldi. Bu millet size neden güvensin. Ülkenin ve milletin hiçbir sorununu çözmediğiniz gibi daha da büyük sorunlar yarattınız. Sorunlar ülkesi olduk. Şimdi burada yarattığınız sorunları sıralasam sayfalar yetmez. Vatandaşın en çok şikayetçi olduğu sorunların başında ekonomi ve yargı geliyor.
Ekonomi nasıl bu hale geldi. 23 yıllık iktidar 8 maliye bakanı, 9 Merkez bankası başkanı değişmiş. Faiz sebep enflasyon sonuç diyerek damadı bakan yaptınız döviz fırladı, enflasyon şahlandı, yatırımlar durdu ve üretim azaldı, İtibardan tasarruf olmaz diyerek devleti israfa boğdunuz. Saraylar, uçaklar, sayısız danışmanlar, 125 000 makam ve koruma araçları, 2 den fazla maaş alanlar. Usulsüzlük, yolsuzluk, rüşvet bakanlara kadar çıktı. İşte birkaç örnek.
- Kamu ihale kanunu neden 200 defa değiştirdiniz. İstediğiniz yandaşa ihale vermek için. Deniz Yavuzyılmaz, devlet 8 yap-işlet-devret projesini öz kaynağıyla kendi yapsaydı 22 milyar dolar mal olacaktı. Ancak yandaş müteahhitlerle yapıldığı için devletin kasasından çıkacak garanti tutarı en az 59 milyar dolar olacak. Aradaki fark 37 milyar dolar kimlerin cebine gitti. Bu kamu kaynağını bile bile zarar ettirmektir. Nerde savcılar.
- Adam Ankara’yı parsel parsel sattı. Anka park için harcanan 801 milyon dolar çöp oldu. Hakkında yüze yakın suç duyurusu var. Nerde savcılar.
- 700 bin TL lik hediye saat alan bakan, kocasının şirketinden bakanlığına dezenfektan alan bakan, organize suç liderleri ile boy boy fotoğrafları olan bakan, oğullarının gemileri ve şirketleri olan başbakan, altın kaçakçılığı yapan milletvekilleri. O kadar çok ki yaz yaz bitmez. Nerde savcılar.
İşte ülke ekonomisi bu hale böyle geldi. Hani ben demiyorum. MHP li ve AKP li siyasetçiler diyor.
Karabük MHP Belediye Başkanı Rafet Vergili "AKP siyaseti zengin olma yolu yaptı. Herhangi bir yerde rant varsa onu peşkeş çekmekle başlar. Şu andaki arkadaşlarımızın pozisyonu bu. Bunu o kadar gizli saklı yaparlar ki normal AK Partili olan vatandaşlar onu görmez. Bunları söyleyen artık biz olduk Karabük'te. Ondan sonra Karabüklü bunları görmeye başladı." diyor.
Eski AKP milletvekili Burhan Kuzu “Yav bu devlette öyle israflar var ki, öylesine masraflar var ki, anam anam anam anam’’, Eski Meclis Başkanı AKP li Bülent Arınç “İsrafın önünü alabilsek, sizden vergi almaya gerek kalmaz.” diyerek israfın boyutunu ifade etmişlerdi.
Yargı nasıl bu hale geldi. Hüseyin Çelik’in dediği gibi militan yargı ile bu duruma geldi. Evet parti teşkilatlarından gelen ve hakim, savcı olan bazı yargıçlar iktidara muhalif olanların üzerine giderken, iktidarı ayyuka çıkan yanlışlarını görmediler. Yargının tarafsızlığını yitirmesine sebep oldular.
- Anayasa mahkemesi kararlarına uymadılar.
- Hukuk ve adaleti yok ettiler.
- Yalancı ve iftiracı gizli tanıklarla suçsuz ve günahsız insanları içeri attılar.
- Bakan yardımcısını Başsavcı, parti teşkilatlarından gelenleri hakim ve savcı yaptılar.
Buna da tarafsız ve bağımsız yargı dediniz.
Tarafsız yargıya bakın. Muhalifleri delil kanıt olmadan göz altına aldılar ve 4 gün gözaltı süresini son dakikasına kadar kullandılar. Bu bir eziyettir. Tutuklu yargılama ile özgürlükler yok ettiler. Bunun çağdaş bir hukuk sisteminde yeri yoktur. Rüşvet dağıttığı söylenen kişi serbest, iftira attığı suçsuz ve günahsız insanlara tutuklu. Bu da tarafsız yargı.
İtirafçı ve iftiracı olan Aziz İhsan Aktaş çok sayıda devlet kurumundan iş almış. Yargıtay, TBMM, EÜAŞ, THY, 20 Şehir hastanesi, bazı üniversiteler, AKP belediyeler. Ancak bunların hiç birine rüşvet vermemiş. Sadece CHP belediyelerine rüşvet vermiş. Buna sende inanmıyorsun, hiç kimse de inanmıyor . Asıl rüşvetçiler belli. İşte bir örnek, Isparta Belediye Başkanının makam arabasını bu adam vermiş. Bu rüşvet değil mi. Buna soruşturma yoık. Bunlar açıkça yargı eliyle yapılan siyasi operasyonlardır. Bu fotoğrafa herkes çok iyi bir baksın. Sanki savaş esirleri. Utanılacak bir görünü.
İşte yargının geldiği nokta
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut “Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde böylesine açık bir düşman hukuku uygulanmadı. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarını ve ülkesine hizmet eden bürokratları savaş suçlusu gibi hedef gösteren, itibarsızlaştırmaya çalışan bu utanç verici görüntüleri servis edenler hukuku, adaleti, masumiyet karinesini ayaklar altına alıyor. Unutulmasın: Hukuk bir gün herkese lazım olacak” dedi.
Mansur Yavaş bu süreçle ilgili olarak ‘’Adil yargılama diye bir şey yok, hukukun üstünlüğü diye bir şey kalmadı. Eğer adil yargılama olsaydı, bu şahıs 300 AKP’li belediyeden ihale almış. Onlar sütten çıkmış ak kaşık mı. Hiç mi bir şey olmamıştır. Göstermelik de olsa bir soruşturma yapsalardı. O dahi yok. Neyi gösteriyor, CHP’li belediyeleri başarısını bu şekilde gölgelemek istiyorlar’’ diyor.
Bu millet kimlerin yolsuzluk yaptığını, kimleri rüşvet aldığını çok iyi biliyor. Yüreği ve cesareti olan meclis de kurulacak bir komisyonla siyaset de olanların mal varlıklarını araştırsın. Bir yüzükle siyasete başlayanların bugün nasıl zengin olduklarını görecektir.
Cumhuriyet tarihinin en yanlı ve en baskıcı yönetimi oldunuz. RTÜK kararları bunun ispatıdır. Sizin yanlışlarınızı söyleyen televizyon kanallarına para ve karartma cezaları yağarken, öven kanallara destekler veriliyor.
Cumhuriyete ve Atatürk’e hakaret edenler bu dönemde meclise girdiler. İşte o cahillerden biri 1923 kanlı darbesi diyebiliyor. Kimden alıyor bu cesareti, tabi ki iktidardan. Ama en acı olanı hala bu rezil hakkında işlem yapan bir savcı çıkmadı.
ASAL Araştırma şirketi, 12-21 Haziran 2025 tarihlerinde, 26 ilde, 18 yaş üzeri 2012 kişi arasında bir araştırma sonuçlarına göre devlet kurumlarına güven oranları ;
TSK:%18(2001 de %85), Emniyet:%10,6(2001 de %74,2),
Cumhurbaşkanlığı: %8(2001 de %85,7),
ÖSYM:%2,2, YSK:%2, Diyanet:%1,9, Yargı:%1,6, TÜİK: %1,3
Hiçbir kuruma güvenmiyorum: %24,9
Bu oranlara iyi bakın. Hani bir laf var ’’anlayana sivri sinek saz, anlamayan davul zurna az’’.
Muhalif tüm belediye başkanlarını tutuklasanız da boştur. Çünkü artık bu millet size inanmıyor ve güvenmiyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: