KEŞKE YÖNETEBİLSEYDİNİZ
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
Ülke bu gelmezdi. Millet de bu kadar mağdur olmazdı.
Ama yönetemediniz.
Millet verilen sözlere inandı ve sizi iktidar yaptı. Verdiğiniz sözleri tutmadınız. Ülke uçacaktı. Sorunlar bitecekti. Hani ne oldu.
- Yoksulluğu bitirdiniz mi yok. Daha yoksul olduk.
- Yasakları bitirdiniz mı yok. Daha yasaklı hale geldik.
- Yolsuzluk bitti mi yok. Çok daha fazla artdı. Avrupa 1.si olmuşuz.
Evet ülke cumhuriyet tarihi boyunca hiç böyle kötü yönetilmemişti. Yönetmek denirse. Ne plan var ne de program. Deve misali her tarafı eğri bir yönetim anlayışı. Memleketin ve milletin hali orta da. Millet çoğunluğu geçim sıkıntısı içinde kıvranırken, çok küçük bir azınlık şatafatlı bir yaşam içinde keyif yapıyor.
İktidar mensupları içinde yanlışları gören ve ülkesini, milletini düşünen vicdanlı insanlar var. Ancak cesaret edip dile getiren çok az. Üsküdar Belediyesi Meclis üyesi Ekrem Baki cesaretle partisinden istifa ederken ne dedi “Son günlerde ülkemizde yaşanan ve muhalefete karşı yürütülen ağır baskılar ve dozunun giderek artması, iyiye evrileceğine dair bir işaret göremiyor oluşum ve gerek hukuk gerekse siyaset anlayışımın bununla bağdaşmaması sebebiyle mensubu bulunduğum Adalet ve Kalkınma Partisi’nden istifa etmiş bulunuyorum.” Yanlışı görmek ve yanlıştan dönmek de bir erdemdir. Tabii erdemli insanlar için geçerlidir.
Hani bir laf var, Bayburt Bayburt olalı böyle bir zulüm görmedi. Evet ülke cumhuriyet tarihinin en başarısız ve en baskıcı bir iktidarı ile karşı karşıya kalmıştır.
Ekonomi perişan
Eğitim ticarileşmiş
Sağlık ticarileşmiş
Diğer sorunlar almış başını gidiyor.
Ama asıl can sıkan yargı ve devlet kurumlarını geldiği nokta ile özelleştirmeler, peşkeş çekilen varlıklarımız ve yolsuzluklar.
İşte yargının durumu. Hüseyin Çelik kendi militan yargımızı yarattık dedi.
- Anayasa mahkemesi kararlarına uymayan bir yargı
- Hukuk ve adaletin kalmadığı bir yargı
- Yalancı ve iftiracı gizli tanıkların olduğu bir yargı
- Bakan yardımcısının Başsavcı, parti ilçe başkanın savcı olduğu siyasallaşmış taraflı bir yargı.
Devlet kurumları durumu. Devlet kurumlarının anayasa ve hukukla bağdaşmayan kararları ve uygulamaları devlet ciddiyetinden uzaklaşmış. Vatandaş kurumlara güveni kalmamıştır. Aldıkları kararlar toplumda çok tartışılır hale gelmiştir.
- İstanbul Üniversitesi yönetim kurulu kendi fakültesinin 31 yıl önce Ekrem İmamoğlu’na vermiş olduğu gerçek diplomayı yetkisi olmadığı halde iptal etti. Yani kendinizi inkar ettiniz. Tam bir komedi.
- İlan edilmiş koşullara uygun bir yatay geçiş yapılmış. Hiçbir yanlış yok. Diyelim ki bir eksik vardı. Neden kabul ettiniz. Bu kusur ve kabahat kurumundur. Kendi kusurunuzdan dolayı başkasını mağdur edemezsiniz. Kazanılmış bir hakkı iptal edemezsiniz. İşte Üniversite yönetimi bunları dahi bilemeyecek kadar idari bilgisi olmayan birilerinden oluşması kurum adına çok acı bir durumdur.
- Adamın sosyal medya hesabı kapatılıyor. İstanbul Cumhuriyet Savcısı ne diyor. Kurduğu suç örgütünün propagandasını yapıyor. Ortada bir suç örgütü yok. Ortada bir mahkeme kararı yok.
- Vali, Beyazıt meydanında akşam yapılan CHP mitinginde ışıkları kapatıyor.
- Valiler mitinglere katılmayın diyebiliyor.
- Milli Eğitim mülakat adı altında haksız öğretmen alımları yapabiliyor.
- SGK daki özel hastane soygunu.
Özelleştirmeler ve peşkeş çekilen varlıklarımız. Cumhuriyetin döneminin yerli ve milli kamu kuruluşlarının çoğu elden çıkarıldı. Türkiye'nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, otellerini, limanlarını, maden sahalarını, barajlarını, enerji üretim tesislerini, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerli ve yabancı özel şirketlere sattı ve satmaya devam ediyor. Sıra cennet koylara, yeşil alanlara ve tarım arazilerine geldi.
Çok maaşlı ve yüksek maaşlı bürokratlar. Bakan yardımcıları, eski bakanlar, eski milletvekilleri, daha bir çok eski bürokratlar 2-5 arasında birçok şirketten ücret almaları çok onur kırıcı fırsatçılıktır. Toplumda da büyük bir rahatsızlık yaratmıştır. Ama aldırış eden yok.
BirGün haberine göre THY’deki zamlı yönetici maaşları (aylık):
• Genel müdür 1.820.000 TL
• Genel müdür yardımcısı 1.638.000
• Başkan 910.000 TL
• Başkan yardımcısı 637.000
• Müdür 455.000
Emeklilerin çoğunluğu 14 000 TL civarında maaş alırken, bir Genel Müdürün bu emekliden 130 kat daha fazla maaş alması akla zarar iştir.
Yolsuzluklar ve israf. O kadar çok yolsuzluk var ki yaz yaz bitmez. Ama Ankara nasıl parsel parsel satışı ile Rıza Sarraf dan rüşvet alan bakanları unutmamak lazım. Hele o ayakkabı kutuları asla. İtibardan tasarruf olmaz dendi israf aldı başını gitti. Ülke de bu hale geldi.
Bu kötü yönetimin yanında kumpasları da ihmal etmediniz. Ortada ne suç var ne de örgüt tam bir düzmece, palavra ve iftira ile tutuklama ve kayyumlar ile seçilmiş Belediye Başkanlarına haksızlıklar yaptınız. Ortada ne turp var ne de heybe tam bir safsata iması ile operasyonlara zemin hazırladınız. Bunun neresinde mertlik var.
Yönetemediniz, faturası ülkeye ve millete çıktı. Artık milletin dayanacak gücüde kalmadı. Tek tavsiyem yanlıştan dönmek de erdemdir.
Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur(Yunus Emre).
Yorumlar
Kalan Karakter: