KUL HAKKINI YEMEK
Kendinize elbise diktireceksiniz; yıllardır diktiği elbiselerle meth edilen Ahmet ustayı mı, her diktiği elbisede kusur üzerine kusur bulunan, Ali ustayı mı tercih edersiniz? Elbette hep birlikte verilecek cevap Ahmet usta olacaktır… Motor tamirhaneniz var ve size motor ustası lazım… Tamirciliği ile isim yapmış birini mi, sıradan yeni yeni motor tamirciliği yapan acemi birini mi yanınızda çalıştırmak istersiniz? Elbette verilmesi gereken cevap, motor işini iyi bilen ustayı yanımda çalıştırmak isterim olmalıdır…
Kendi işlerimize özen gösterirken, devleti ve toplumu ilgilendiren konularda bu hassasiyeti göstermiyoruz. Üniversite mezunu genç, KPSS’den yüksek puan alıyor, ancak sıra mülakata gelince eleniyor. Yerine çok daha düşük puan alan biri kazanıyor. Adam eğitimiyle, birikimiyle, çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle kurumun önemli elemanlarından biridir. 30 yıllık iş hayatında, şeflik dışında bir makama sahip olamamıştır. Diğer taraftan kurumda sıradan göreve yeni gelmiş biri veya yine ilgisiz başka bir kurumdan, geldiği kuruma dair hiçbir tecrübesi bulunmayan biri, kuruma en üst düzeyden tayin edilmiştir… Nasıl oluyor bu işler? Nasıl olacak, ya torpille veya rüşvetle… Kısacası başkasının hakkını gasp ederek…Yani kul hakkı yeyilerek…
Bu konuda Allah (cc) ne diyor, “Allah size, emanetleri (görevleri) mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emrediyor..” (Nisa-58)
Kısacası bu işlere bulaşanlar, Allah’ın (cc) emirlerine de karşı gelmiş oluyor.