Kars'ta baharın gelişi ve özlem
Diğer bölgelere nazaran Kars’a bahar daha geç gelir. Baharın ilk yeşillikleri ise bana Mamak Askeri Cezaevi’ni hatırlatır. Dışarıdakiler pek farkında olmasa da insan için yeşillik, çok büyük bir özlem… Hele hele cezaevlerinde uzun süre kalanlar için, ekmek ve su kadar önemli… Bazen bu özlem, rastgele küçük bir kutunun içerisine koyulan bir avuç toprakta yeşeren fasülye filizi ile, bazen de havalandırmanın Hüseyingazi dağının yükseklerini gören köşesinden,Hüseyingazi Dağının doruklarında ki yeşillikleri seyrederken giderilmek istenir… Ben
“Dağlarına bahar gelmiş memleketimin” türküsünü mırıldanarak, yeşilliğe olan hasretimi gidermeye çalışırdım. Yeşilliğe hasretle birlikte, memleket hasretimi de hafifletmiş olurdum … Çünkü doğup büyüdüğüm Kars,baharda ki yeşilliğiyle cennet gibiydi… Gün geldi, Mamak Cezaevinde ki asker veya bazı rütbelilerle samimiyetler geliştirdik. Onlara cezaevinin girişindeki bahçeden, konserve kutusu içinde toprak getirttik.Görüş günleri ziyaretçilerim, çamaşır çantamın altına çiçek tohumları serperek getiriyorlardı. Tohumları teneke kutulardaki toprağa ektim ve koğuş penceresinin önüne dizdim…. Pencerenin önü rengarenk bir çiçek bahçesi gibiydi. Havalandırmaya çıkan koğuşlardaki arkadaşlar, havalandırmaya çıkar çıkmaz önce bizim koğuşun penceresindeki çiçeklere koşarlardı. 12 Eylül olmadan bir süre önce, cezaevi müdürlüğüne Raci Tetik denilen, yaptığı işkencelerle ünlü bir albay tayin edildi. Raci Tetik’ in cezaevi müdürü olmasıyla birlikte tutuklularla cezaevi idaresi arasındaki ilişkiler tamamen bozuldu. Görüş günlerinden, koğuşlara giriş çıkışlara, zaten bozuk olan yemekleri iyice bozulmasına, revire,kantine gidiş gelişlere kadar her şey bozuldu. Raci Tetik açıkça tutuklularla kavga çıkartmanın peşindeydi. Kendisi ile görüşmek için verdiğimiz dilekçeleri geri çeviriyordu. Sıra benim çiçeklere gelmişti. Askerler kalabalık şekilde koğuşa geldiler ve çiçekleri komutanın emri ile götürmeye geldiklerini söylediler. Sebebini sorduğumda,kutuların toprağında silah sakladığımızı söylediler. Arkadaşlar vermeyelim, gelsin alsınlar, direnelim gibi sözler sarfetsede, çiçek yüzünden cezaevinde bir direniş yapmayı uygun görmedik…. İşte “FAŞİZM” böyle bir şey… Çiçeğe, sanata, dağlara, taşlara denizlere,insanlara dahi tahammülü olmayan bir rejim. İnsanlık tarihi nice Kenan Evren’ler, Raci Tetik’ler, Sırrı Şuşut’lar gördü geçirdi. Onlar hep öldüreceklerini, işkence edeceklerini, en büyük olanın kendileri olduğuna inandılar. Allah’a (cc) şirk koştular. Neticede her canlı gibi öldüler. Tabutları halktan kaçırıldı. Herkes tarafından lanetlendiler. Çiçeklere,linsanlara, müzik ve doğaya karşı açtıkları savaşı kaybettiler. Sizler kabir azabı çekmeye devam edin. Ben çiçek büyütmeye devam ediyorum. Çiçeklerimi her gördükçe Raci Tetik aklıma geliyor, bazen lanet okuyor, bazende kalaylıyorum….