Eylül ayının getirdiği telaş
Diğer aylarda olduğu gibi, Eylül ayı da bir an önce çekip gitmenin peşinde. Eylül ayı hasat ayıdır. Bereketi boldur. Alışverişin en fazla yapıldığı ayların başında gelir. Koca bir kış mevsimini rahatlıkla geçirebilmek için sebzelerin, meyvaların, konserve, reçel ve turşuların yapıldığı, çocukları okul heyecanının sardığı bir aydır Eylül ayı… Ve bizleri böyle görmeye alışıktır. Ancak, son birkaç yıldır alışverişin cılızlığı, okullar açılırken cıvıl cıvıl duyulan çocuk seslerinin kısılması, Eylül ayını da üzdü. Hazan ayları aynı zamanda hüzün aylarıdır. Genelde kendisini Eylül ayının sonlarına doğru hissettirir. Ancak emeklilerin, çalışanların, üreticilerin geçim sıkıntısı karşısında ki çaresizliği, evlerde okullarının açılacağı günü aylardır bekleyen çocukları da etkilemiştir. Çocuklar da büyükleri gibi endişe içindeler. Acaba ailem beni bu zor şartlarda okula gönderebilecek mi, düşüncesi ile eziliyorlar. Ülkemizin okumuş, bilgili, üretken,milletini ve vatanını seven nesillere ihtiyacı vardır. Böyle nesilleri yetiştirebilmek, devletimizin başta gelen görevidir. Okullarda öğretmen eksikliğini gidermek, öğrencilere okul malzemesi temin etmek, okulları öğrenim yapılabilir bir hale getirmek, yurt, servis gibi sorunlara çare bulmak devletin yapması gerekenlerdir. Bugün evine ekmek götürmekte zorlanan, evinin kirasını ödeyemeyen bir baba, 3-4 çocuğunu nasıl okutsun? Bir yaz geldi geçti, sorun babaya bakalım “Yaz ayı boyunca çocuklarınıza kaç kez ve kaç kg meyve aldığını?” O halde başta devlet olmak üzere, dernekler, vakıflar, şahıslar, hep birlikte sahip çıkalım çocuklarımıza… Sahip çıkmaz isek, bugünün uyuşturucu kullanan , terbiye, büyük-küçük nedir bilmeyen, ipsiz. sapsız bir gençliğin yaratıcıları oluruz….