Birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekiyor
Dünya, bölge ve ülkemizin içerisinde bulunduğu şartlar, milletçe birlik ve beraberlik içerisinde bulunmamızın her zamankinden daha fazla önemli olduğunu gerektiriyor. Birlik ve beraberlik sözü her bir partinin, her bir bireyin kolayca sarfettiği bir söz…Herkes sarfediyor ancak kimse gereğini yerine getirmiyor. Bu sözün pratikteki işleyişi ise, benim söylediklerimi kabul et, gel bana katıl birlik olalım. Birlikte olmayı herkes, her parti ben merkezli olarak düşünüyor. Ülke şartları ise kim ne derse desin, her gün biraz daha kötüyeşiyor. Kendi menfaatini ikinci plana atıp, samimiyetle birlik ve beraberlikten yana olanlar kazanır diyeceğim, diyemiyorum çünkü birlik beraberlik konusunda hiçbir kesim samimi değil. Söz çok doğru, ancak kimsenin işine gelmediği içinde, çok ucuza sarf edilebilen bir söz.
Şimdilerde önemli ancak elzem olmayan, Kürt- Türk kardeşliğini tesis etmekle uğraşıyoruz. Biz Kürtlerle
günlük yaşam içerisinde zaten kardeşiz, sorunlarımız ortak sorunlardır. Ekonomi düzelirse bu olaya Türk, Kürt, zengin, fakir. çalışan emekli herkes memnun kalıyor. Milli takım yabancı bir takımı yendiğinde hep beraber seviniyor, büyük bir deprem olduğunda bölge farkı gözetmeden, hep birlikte üzülüyor ve yardıma koşuyoruz.
Asıl birlik meselesi, Türkler arasında çözüm bekliyor.Türkler emperyalizm ve siyonizmin etkisiyle, tıpkı diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi bir türlü bir araya Gelemiyorlar. Gün geliyor karşımıza, sağ-sol,
Türk-Kürt, Alevi- Sünni, laik- anti- laik meselelerini Çıkartıyorlar. Bu ülke sağ- sol çatışmasını, Alevi-Sünni çatışmasını ve bir zamanlar Türk-Kürt çatışmasını, laik- anti- laik çatışmasını yoğun olarak yaşamış bir ülkedir. Bu çatışmaların hangisi milletimizin, devletimizin lehinde sonuç vermiştir? Hiçbirin… Çünkü bu olayları kışkırtanlar,bizi birbirimizle düşman etmek isteyenler emperyalistlerdir.
12 Eylül sağ- sol çatışmasının, Kahramanmaraş olaylarının, günümüzde PKK saldırılarının, dinimizi ve laiklikliği yanlış empoze edip,milletimizi din ve laiklik temelinde bölen gücün arkasında emperyalizm, siyonizm ve Hristiyanlık vardır. Mustafa Kemal Atatürk kim? Milli Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı. Cumhuriyetin kurucusu. Başkomutan olarak diline, dinine, ırkına, mezhebine bakmadan milletimizin ortak değeridir. Yeni devletin tesisinde çeşitli kesimler, çeşitli beklentilerde olabilir akıllardan İslam devleti, bazılarının gönlünde Sosyalizm geçebilir.
Ben şahsi olarak, Kuran’ın dışına çıkmayan bir İslam devleti isterdim ve istiyorum. Zamanın şartlarını da göz ardı etmeden istediklerimiz olmadı diye ne devletimize, ne de milletimizin bir kısmına kin tutmayı gerektirmez. İslam barış dinidir. Tebliği yapma görevi sahte şeyhlerin adamları tarafından yapılmaya devam ederse,vay halimize. Tebliğ nasıl yapılır? Bir Peygamber Efendimizin (sav) tebliğ metoduna, bir de sahte şeyhlerimizin tebliğ metoduna bakın. İnsana yaklaşımlarıyla, toplumda ayrıştırıcı oluyorlar. Atatürk’ ü kafir ilan etmek Müslümanlara düşmez. Diğer taraftan dine karşı devleti savunuyorum diyenler, bilerek veya bilmeyerek dinimize savaş açmış oluyorlar.
Kelime-i Şahadeti dahi getiremeyen veya zor getiren birçok kişi bu kuş beyni ile 2 milyarlık bir nüfusa sahip İslamı eleştiriyorlar. Tekrar ediyorum, önce Türkler olarak,(Ayrılmaz parçamız Kürtler dahil) öncelikle milletimizin birlik ve beraberliğini sağlamamız gerekir. Ne Atatürk Kurtuluş Savaşını laikler için verdi, ne de savaşanlar laik düşünceye sahiptiler. Laiklerin dedeleri de düşmanla Allah, Allah diye savaştılar, şimdiki dine sahip çıkanların dedeleri de Allah, Allah diye düşmanla savaştılar. Demek ki en zor günlerimizde, düşmanın yurdumuzu işgal ettiği savaş halinde,bizi bir araya toplayan dinimiz İslamdı. Allah (cc), İslamın manevi gücü altında toparlanan bu ordunun Komutanlığını, Mustafa Kemal’e bahşetmiştir. Müslümanlara önderlik eden ve zaferler kazanan bir komutana yapılan manevi saldırıları kabul etmiyorum.
Yine Kurtuluş ve Çanakkale savaşlarını imanı ile kazanan, şehit olmak için Allah’a (cc) yalvaran bu iman dolu kişilerin dinine, imanına saldıranları da lanetliyorum.
Dinimiz bu milletin dinidir ve yurt sevgisi dinimizce imandandır. Mustafa Kemal ise, Allah’ın (cc) Kurtuluş Savaşı gibi yüce bir savaşa Başkomutanlık gibi mertebeyle onurlandırdığı bir komutandır. Cumhuriyet döneminde şunu yaptı, bunu yaptı, şarap içti diyenlerin çoğunluğu aynaya bakıp konuşsunlar. Her kul gibi Mustafa Kemal’de ilahi adaletten geçecektir. 10 Kasım Atatürk’ün ölüm yıldönümünde kendisine Allah’tan (cc) rahmet diliyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: