AK PARTİ'NİN KURULMASI VE SONRASI!
Ak Parti kurulduktan kısa bir süre sonra iktidar oldu ve halen MHP desteğinde olsa da iktidarını sürdürüyor. Partinin kuruluşu partililerde ve halkta büyük bir coşku yarattı. Halkın bu coşkusu karşısında Genel Başkanımız Tayyip Erdoğan, “Partiyi halk kurdu. Biz sadece açılışlarda binalarımızın tabelasını takıyoruz” diyordu. Kurucu İl Başkanları olarak bizden istenen,teşkilatları kurarken ildeki her kesimi içine alabilecek, geniş kapsamlı il ve ilçe yönetimlerini oluşturabilmemizdi.
MNP-MSP-RP şimdi de dini merkezli bir parti olduğu için bugün yarın kapanacak olan,FP’ni değerlendirdiğimizde devlet din eksenli partilere sıcak bakmıyor. Bir müddet sonra bu partilerin kapanma yoluna gidiliyor. Muhafazakar Demokrat bir parti olarak dinimizi kendi bünyemizde yaşayacağız, bazı başörtüsü gibi konuları, dinimizin emri çerçevesinde değilde,demokratik haklar çerçevesinde gündeme getireceğiz. Yasalar ne diyorsa yasaların dediğinin dışına çıkmayacağız. Şaibesiz kimselerden partiyi kuracak ve hiçbir şaibeye göz yummayacağız.
Ülkemizin sorunlarını 3Y olarak formüle ettiğimiz, yoksulluklar-yolsuzluklar- yasaklar olarak belirtmiştik. İlk iki dönemde (22-23 dönem) programlarımıza uygun olarak yaptığımız çalışmalarla hem Genel Başkanımız, hem parti olarak halkın sevgisini kazanmış olduk. İlk iki dönemden sonra parti içerisinde, Ak Partililer ve
AKP’liler diye bir kavram gelişmeye başladı.
Ak Partililer partinin kuruluşunda yer alan (haliyle sonraki yönetimlere nazaran daha fazla çalışıp, cebinden masrafta bulunan, çoğu FP’den gelen) arkadaşlardı. AKP’liler ise parti iktidara geldikten sonra partiye doluşanlardı. Milletvekillerinin çoğunluğu da AKP’li olunca, parti içerisinde de AK Partinin kurucu veya eski kadroları parti dışına itelendi. Ak Partinin eski kadroları durumu genel merkeze taşıladılarsa da, genel merkez mevcut milletvekillerini karşılarına almamak için,kendilerine gelen şikayetleri görmezden geldiler. Kendilerine gelen şikayetleri kıskançlık olarak yorumladılar.
Akılları sıra çekişmeleri sonlandırmış oluyorlardı. Oysa parti tabanında çelişkiler, gittikçe zıtlıklara dönüşüyordu. Bu defa mevcut yönetimdekiler Ak Partili,eski Ak Partililer AKP’li oluyor. Seçimler zamanı bu sorunları defalarca dile getirdik.
Aldıran Olmadı. Oysa seçimlerde iktidar partilerinin en önemli meselesi, yönetimde olanlar-olmayanlar,
dediğini yaptıranlar- yaptıramayanlar, milletvekili adayının adamı olanlar- olmayanlar gibi yaklaşımlardır. Parti içerisindeki bu tür yaklaşımlar, Seçim zamanları partiye rakiplerden fazla zarar veriyor. Bu özellikle seçimlere giderken iktidar partilerinin bir sıkıntısıdır.
Partinin geçmişteki emektarlarını aramayıp, seçim zamanı baş tacıymış gibi göstermek,bence hiçte etik olmayan bir davranıştır. Özellikle eski İçişleri Bakanımız Beşir Atalay’ın isminin Kırıkkale üniversitesinden kaldırılması hiçte doğru değildir. Ya ismini Üniversiteye vermeyecektik, verdiysek bu ünvânı elinden almak olmaz. Kırıkkale Üniversitesinin böyle bir harekete kalkışması ne demek? Kim oluyor bu adam? Partideki, bürokrasideki, üniversitedeki bu ayrımları giderecek olan Genel Başkanımız Tayyip Erdoğan’dır. Kişi olarak benim bir sıkıntım yok..
Ancak önemli gördüğüm konularda görüş
bildirmeyi de, kendime bir görev sayıyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: