İSTİFA ETMEK NE ZORMUŞ
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
İstifa görevinde başarılı olmayanın görevinden ayrılmasıdır. Çok zor bir iş değildir. Onurlu bir davranıştır. Ancak onurlu olanlar için geçerlidir. Modern dünya ülkelerinde bu davranışa sık sık rastlanır. Ancak gelişmemiş ülkelerde buna asla rastlayamazsınız. Hele bir de bir soygun düzeni kurmuşlarsa asla yönetimden ayrılmak istemezler.
Ülkem adına üzgünüm ve utanıyorum.
Üzgünüm hem de çok üzgünüm. Ülkenin ve milletin haline üzülüyorum. İyi olan bir şey yok. Her sabah can sıkan olaylarla uyanıyoruz. Milletin büyük çoğunluğu açlık ve sefalet içinde kıvranırken afetlerdeki can kayıpları insanı iyice kahrediyor. Bu duruma üzülmeyenin ne ahlakı vardır ne de vicdanı.
Utanıyorum ülke bu hale nasıl geldi. Bu bunu nasıl becerdiler. Bu kadar zengin kaynakları olan ülkem bu kadar nasıl fakirleşti. Afetler can yakıyor, can alıyor önlem yok ve ihmal çok ondan utanıyorum. Mert bir sorumlu yok. Mertçe çıkıp istifa etmeyi dahi beceremedikleri için ondan utanıyorum.
En çok da neden utanıyorum. Yaptıkları yanlışların suçunu başkalarına atmakta çok mahir olan yetkililerden utanıyorum.
Ülkeyi yönetemediler. Verdikleri hiçbir sözde durmadılar. Ülkenin en önemli sorunları olan yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarda zirve yaptılar.
En önemlisi canımızı çok yakan afetler karşısında yoktunuz. Hala da yoksunuz. Evet ülkemiz yer yapısı ve yer şekli nedeniyle doğal afetlerin yoğun yaşandığı bir coğrafyadır. Bunlara birde insan kaynaklı afetler eklenince sonuçları ağır olmuştur. Bu sorumsuzluk nedeniyle özellikle can kayıpları milletin vicdanını sızlatıyor. Önlem, tedbir ve denetim yok ise bu can kayıpları hep olacaktır. Bunun sorumlusu da yetkili olanlardır. Ama bugüne kadar sorumluluğu alıp tek bir istifa eden olmamıştır.
On binlerce can kaybı ve ağır maddi hasar var, sorumlu yok ve istifa yok. Böyle ülke yönetilmez. Bu yönetim anlayışı ülkeye ve millete çok büyük zarar veriyor. Yıllardır hep aynı manzarayı seyrediyoruz.
2003 den bu güne olan afetler, kazalar, patlamalar da hep önlem ve denetim yetersizliğinin olduğunu görüyoruz.
Depremler; Bingöl, Van, İzmir, Elazığ, Kahramanmaraş depremlerinden sonra 51761 can kaybı olmuştur. Sadece 2023 Kahramanmaraş depremindeki can kaybı 50 783. 2020 Elazığ depreminden sonra deprem bilimcileri Maraş-Hatay hattının çok riskli hale geldiği ve buna göre önlem alınasını söylediler, ancak hiç duyan olmadı ve 2003 depremi oldu ve o kadar insan öldü. Ayrıca 2018 imar affı, depreme karşı yeterli önlem ve denetim olmayınca bu can kayıpları yüksek olmuştur.
Marmara depremi bağıra bağıra geliyor. Ne önlem aldık. Bu deprem olacak başta İstanbul olmak üzere Marmara çevre illeri bundan etkilenecektir. İstanbul da iki yüz bin konutun yıkılacağı ya da ağır hasar göreceği ifade ediliyor. Sonucun ne olacağı az çok belli. İktidar ise olacak bu depreme karşı önlem alacağına İBB Başkanını siyaset dışına nasıl atabilirim işleri ile meşgul.
Falih Rıfkı Atay 1939 Erzincan depremi sonrası ulus gazetesinde yazısında : ‘’Can kaybının mesuliyetinin inşaat kusurlarına ait olması bize cidden ağır geliyor.’’ demiştir. Aradan 86 yıl geçti değişen bir şey yok. İstifa eden bir yetkili ve sorumlu yok.
Sel ve seyelanlarda 149
Patlamalar(Ankara garı ve Davutpaşa) 124
Tren kazalarında 84
Maden kazaları 412 can kaybı. Özelleşen maden işletmelerinde kar hırsı, önlem ve denetimsizlik yanında büyük ihmaller bu can kayıplarının tek sebebidir. Soma maden ocağı kazasında 301 can gitmiştir. Yeterli önlem ve tedbiri almayan işletme sahibi dışarda, işçilerin haklarını savunan avukat içerde. Bunun adı da adalet.
Yengınlar 138 can kaybı. Öğrenci yurdu, otel, mühimmat fabrikası, gece kulübü. Önlem ve denetim eksiği, ihmaller acı sonlar. Daha yeni Bolu Grand Kartal otel yangını. Baştan aşağı ihmal. Bir yönetim rezaleti. 78 can kaybı en acı olanı 30 çocuk.
Otelde yangın güvenliğine karşı hiçbir tedbir yok.
- Otelleri olan şahıs Bakan
- Turizm İşletme belgesini Bakanlık vermiş
- Denetim yetkisi Bakanlıkta
- Bakanlık denetim yaptım diyor, ortada denetim raporu yok. Demek ki ciddi bir denetlenme yapılmamış. Eğer ciddi bir denetlenme yapılmış olsaydı otelin çalışma izni iptal edilirdi ve 78 canımız yanmazdı. En acı olanı bu otel ve diğer otellere rezervasyon yapan şirket Bakanın. Yani öylesine kirli ilişkiler var ki para hırsı gözlerini karartmış. Denetim ve tedbir hiç akıllarına gelmemiş. Akıllar ve zihinler hep nerden ne kaçırabilirim ahlaksızlığında düğümlenmiş.
Bir başka gerçek. Bolu belediyesi yangına karşı eksikleri tespit etmiş ve kendilerine bildirmiş adamlar maliyet nedeniyle bu eksikleri gidermemişler. Ancak yasal bir denetim yetkisi olmayan Belediye ye suçu yıkma çabaları bir utanmazlıktır. Üstelik devlet kurumlarının tarafsızlığını bu kadar yitirmiş olmaları ülkenin hangi noktaya gelmiş olduğunu açıkça göstermektedir.
Kar hırsı, çok para kazanma iştahı, insanlığını yitirmiş bu sorumsuzlar yüzünden 78 can göz göre göre yandı. Aileler yok oldu. Çocuklar öldü. Milletin büyük çoğunluğu kahroldu. Ama Bakan ben sorumlu değilim diyecek kadar pişkin. İşte iktidarın ülkeyi yönetme anlayışı bu. Her yanlışı yapacaksın, yetki ve sorumluluğu kötüye kullanacaksın suçu başkalarının üstüne yıkacaksın.
Bu otel yangını bir gereceği ortaya çıkardı. Yetkililer, iş insanları ve yargı nasıl bir çarkın içine girmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığında bu ilişkiyi açık ve net bir şekilde görmüş olduk.
Evet 2003 den beri olan deprem, sel, patlama, tren kazası, maden kazaları faciaları sonucunda 52 668 vatandaş hayatını kaybetmiştir. Sebep yetkili ve sorumluların yani iktidarın;
- Yeterli önlem ve tedbir almamasının
- Denetim yapmamasının
- İhmallerinin bir sonucudur.
O halde yetkililer bundan sorumludurlar.
Bir istifa görülmedi. Bu onurlu davranışa bu millet şahit olmadı. Hele bu Turizm Bakanı hala istifa etmiyorsa sözün bittiği yerdeyiz.