SÖMÜRGE MADENCİLİĞİ VE İLİÇ ALTIN MADENİ
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
Uluslararası tekelci sermaye şirketleri az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin madenlerini, yerel işbirlikçilerle birlikte işletirler ve çok büyük paralar kazanırlar. Bunun adı sömürge madenciliğidir. Erzincan-İliç de Anagold madencilik ve Çalık holding örneğinde olduğu gibi. Dünyada sömürge madenciliğinde ABD, Kanada ve İngiltere şirketleri başta gelir. Denetimsiz ve kontrolsüz, kar amaçlı tamamen işletenlerin insafına bırakılmış çağ dışı vahşi madencilik yapılmaktadır.
Türkiye maden türleri bakımından zengin bir dünya ülkesidir. Elbet de hem madenlerimizi, hem de yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı ülke ekonomisine kazandırmalıyız. Madencilik çok önemli bir sektördür. Ülke gelişmesinde ve kalkınmasında çok önemli rolü vardır. Ülkemizi yönetenler bu maden zenginliğini gelişmemizde ve kalkınmamızda kullanmayı akıllarına getirmemişler veya işlerine geldiği gibi kullanmışlardır. Ne yazık ki Madencilik sektöründe dönen oyunları bu milletin çoğunluğu farkında değillerdir.
Bu iktidardan önce maden sahalarının ruhsatlarını kovalayan ve buradan önemli paralar kazanan tilkiler bu sektörde cirit atıyorlardı. Bu iktidar döneminde ise yandaş çakallar bu sektöre hakim olmuşlardır. Devletin işlettiği taş kömürü, linyit sahaları bile yandaşlara teslim edilmiştir. Soma ve Bartın da olduğu gibi yeterli emniyetin alınmadığı bu sahalarda yüzlerce can kaybı olmuştur. Evet bu ülkenin taşı, toprağı gerçekten çok kıymetli. Ama bir türlü tilki ve çakallardan kurtulamıyoruz.
Çağdaş maden işletmeciliği nasıl yapılmalı;
- Yer şeklini fazla bozmadan,
- Doğal dengeyi korunarak,
- Çevreye ve insanlara zarar vermeden,
- Ormanları korunarak,
- Yeraltı ve yerüstü sularını kirletmeden yapmalıyız.
- Peki ülkemde şimdi bunlar dikkate alınıyor mu. Alındığını söylemek mümkün değil. Maden ocaklarının durumu ve iş kazaları bunların dikkate alınmadığını gösteriyor. Gerek ulusal şirketler ve gerekse yabancı şirketler babalarının malları gibi bu milletin madenlerini vahşi madencilik anlayışı işletiyorlar ve ülke ekonomisine de pek bir katkısı olmuyor.
Ülkemizde nerdeyse her yıl maden ocaklarında iş kazaları olmaktadır. Özellikle kömür ocaklarındaki iş kazalarında başı çekiyor. Bazı örnekler; Soma kömür ocaklarında 2014 yılı 301 can kaybı, Bartın Amasra 2022 yılı 42 can kaybı. Bu kazalarda sebep işletme hataları, yeterli iş güvenliği sağlanmamış olması.
Nedir yanlışlar
- Madenler çok hızlı bir şekilde özelleştirilmiştir. Madencilik den anlamayan şirketlere maden sahalarının verilmesi çok yanlış olmuştur.
- Özel işletmelerde yeterli mühendis, teknik eleman ve işçi olmadan fazla kazanmak için fazla üretim yapılması anlayışı kazalarda etkin olmuştur.
- Ocaklarda gerekli teknolojik değişiklikler yapılmamıştır.
- Sorumlu üç bakanlığın yeterli denetimleri olmamıştır. Ülkemizde madencilik politikalarını belirleyen, maden ruhsatlarını veren, madencilik mevzuatını hazırlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile çalışma yaşamı ve iş güvenliği politikaları ve mevzuatını düzenleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının denetim görevleri yeterli değildir. Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı bu süreçte; yatırımların çevresel etkilerini denetlemek, çevreye zararını engellemek yerine; şirketlerin işine yarayan ÇED süreçlerini hızlandırmak anlayışına girmiştir.
- Kar hırsı, denetimsizlik, kayırmacılık, yandaşlık ve sistemin yapısal sorunu devam ettikçe bu iş kazalarının ve ölümlerin sonu gelmeyecektir.
- Bu milletin ve gelecek nesillerin madenleri bu vahşi madencilik anlayışı ile birilerine peşkeş çekilmiş olacaktır.
İLİÇ ALTIN MADENİ
Arama ruhsatı öncesi hazırlanan kılıf;
- Köy muhtarları, bürokratlar ve yerel siyasiler Kanada ve Amerika devletlerine gezilere götürülmüş ve ikna edilmişler.
- Sabırlı köyü vatandaşlarına şikayetçi olmamaları için paralar verilerek sözleşme yapmışlar.
- Kanada şirketine Anagold madencilik şirketine ortak olarak %20 payla Çalık Holding yapılıyor. Ne tesadüf Çalık Holdingde bir ara damat Berat Albayrak genel müdürlük yapmış.
- Gelişmiş dünya ülkelerin siyanürle altın arama ve işletme yasaklanırken İliç de siyanürle altın arama ruhsatı veriliyor.
- ÇED raporunu düzenleyen şirket yetkilisi Ahmet Oğuz Öztürk daha sonra Anagold şirketine yönetim kurulu üyesi oluyor.
- Ey artık bu şirketin sırtı yere gelir mi. İlgili bakanlık ve kurumlarda işler tıkır yürüyor.
Bir sorumsuzluk yaşanıyor İliç altın işletmesinde. Her yönüyle sorumsuzluk. Çünkü;
- Siyanürle altın arama ve işletmesi çevreye ve insanlara etkisi nedeniyle gelişmiş dünyada kalmadı. Avrupa ülkelerinde hiç yok. Ama İliç ilçesinde var.
- KAF ve DAF gibi aktif fay hatlarına yakınlığı nedeniyle siyanür atığı olan bir altın işletmesi bilim ve akıl işi değildir.
- Karasu ve üzerinde kurulmuş bir baraj yakınında böyle bir işletme akıl işi asla değildir. Karasu kirlenirse Fırat kirlenir. Fırat kirlenirse Fırat havzası kirlenir.
- Ama Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olumlu ÇED raporu vermiş. Bu asla akıl ve bilim işi değildir. Şimdi ise nerdeyse rapora sahip çıkmayacak.
- 2022 yılında siyanür kaçağı nedeniyle para cezası kesen ve arama ruhsatını askıya alan Çevre Bakanlığı yeni bir ÇED raporu ile tekrar izin veriyor.
- Olumlu ÇED raporlarını veren ilgili bakanlık çok büyük bir sorumsuzluk örneğine imza atıyor.
Altın İşletmesinde olan kayma hareketi ve nedenleri
- Toprak kayması deniliyor. Bu toprak kayması değildir. İçerisinde altın olan kayacın kırılması, öğütülmesi sonra sülfirik asit ve siyanürle yıkanarak altını alınmasından sonra arta kalan kaya malzemesinde oluşan yapay tepedeki kayma hareketidir.
- Kayma hareketinin nedeni, malzeme tepesinde yükseklik ve şev açısı hesabı yapılmadan malzeme dökülmesidir. Bu da arama ve işletmenin ne kadar usulüne uygun yapılmadığını gösterir.
- Kayma hareketinde önce tepede oluşmuş çatlaklar kaymanın olacağının habercisi. Ancak dikkate alınmamış olması büyük bir ihmaldir.
Kaymadan önce tepede oluşmuş çatlaklar.
%80 sahibi olan bir Kanada ve Amerikan şirketi olan Anagold ve onun %20 yerli ortağı olan Çalık holding İliç altın madeni işletiyor ve cüzi bir oranda hazineye ödüyor. Bunun adı bu ülkenin altınını peşkeş çekmektir.
Ayrıca Cumhuriyet den Cengiz Karagöz’ün haberine 2015 Nisan ayında hazırlanan yatırım teşvik belgesine göre Anagold Madencilik AŞ, 1 milyar 337 bin TL tutarında yatırım teşviki alıyor. Bu teşvik kapsamında şirkete, gümrük vergisi muafiyeti, yedi yıl boyunca sigorta primi işveren hisse desteği, KDV istisnası, yüzde 90 oranında vergi indirimi, KDV iadesi ve faiz desteği verildiği görülüyor. Görüyorsunuz bu Çalık Holding ve iş ortakları ne kadar kısmetli.
İliç Altın işletmesinde son gelinen durumun iki sorumlusu vardır.
- İzin veren ve güvenliği sağlamayan bakanlıklar. Özellikle ÇED raporunu veren bakanlık baş sorumludur. O yıllar bakan olan Murat Kurum keşke inkar yoluna gitmeden bu sorumluluğu kabul edip millet den özür dileyerek siyasetden çekilseydiniz. 2018 yılında imar barışı ile oturma izni verilen ve 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binaların sorumlusu da sizsiniz. Hiçbir şey yapmamış gibi İstanbul’u yönetmeye talipsiniz.
- Şirket yetkilileri. Mühendislik hesapların yoksun oluşturulan kaya malzemesi tepesindeki kayma hareketi. Oluşan çatlakları bile dikkate almamış olmaları büyük bir sorumsuzluk ve kaybolan 9 can.
Sonuç olarak peşkeş çekilen altın yanında, Sabırlı köylülerinin hayalleri yıkılmış. Şu an köylüler mutsuz. Eski günlerin arıyorlar. Doğaları tahrip edilmiş. Yeraltı ve yerüstü suları kirletilmiş. Tarım ve hayvancılık bitmiş.
Ortada sorumlu yok. Bir istifa olmaz mı. Hiçbir şey olmamış gibi milletin karşısına çıkabiliyorlar. Hala bu millet den görev istiyorlar. Böyle bir siyasi anlayışın adını siz koyun.