KIŞ AYLARINDA BESLENMEYE DİKKAT!
Kış mevsiminin etkisini büsbütün göstermeye başladığı bugünlerde sıcaklıkların düşmesiyle birlikte soğuk algınlığı, grip, bronşit gibi birçok hastalık baş göstermektedir. Kış mevsimini sağlıklı şekilde geçirebilmek için bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekir. Güçlü bir savunma mekanizması için de, yeterli ve dengeli beslenme şarttır.
Kış mevsimi geldiğinde akla soğuk algınlıkları ve grip salgınları gelir. Bu tür rahatsızlıklardan korunmak için; istirahat etmek, dengeli beslenmek, bol sıvı gıda almak ve düzenli olarak egzersiz yapmak oldukça önemlidir.
Soğuk algınlığı dönemlerinde taze sivri biber, maydanoz, taze narenciye, doğal kuşburnu marmelatı ve kivi gibi yüksek miktarda C vitamini içeren gıdaların tüketilmesi gerekir. Bu dönemde mayalı besinler fazla tüketilmemelidir. Sebze çorbası, yüksek protein içeren besinler, limonata ve bol ılık su özellikle destekleyicidir. İstirahate özellikle dikkat edilmesi, vücudun sıcak tutulması, yemek hazırlamadan önce ellerin sabunlanması önemlidir.
Kış döneminde daha çok yememiz gerektiği konusundaki yaygın fakat yanlış olan inanıştan dolayı, vücuttaki yağ miktarı artar. Kış mevsiminde de, diğer mevsimlerde yediklerimizden temelde farkı olmayan besinler tüketmeliyiz. Kış beslenmesinin yaz beslenmesine göre belirgin olan farkı, kış yemeklerinin sıcak olmasıdır.
Kış boyunca devamlı olarak kapalı ortamlarda bulunmak, cildin havasız kalmasına neden olur. Bu eksiklik, taze sebze, taze meyve ve salata yiyerek bir ölçüde telafi edilebilir. Mevsim meyvelerinden olan portakal, mandalina, limon ve greyfurt, iyi birer C vitamini kaynaklarıdır. Dengeli, bilinçli bir beslenme düzeni sayesinde pek çok rahatsızlığa karşı etkili bir direnç oluşturmak mümkündür. Bunu sağlamak için de, her gün yeteri kadar protein almayı ihmal etmemek gerekir. Başlıca protein kaynakları içerisinde; kırmızı et, beyaz et, yumurta, peynir, yoğurt ve süt yer almaktadır.
Kış dönemi boyunca mevsim meyveleri, mevsim salatası, maden suyu, havuç, kabak, marul, kırmızı turp, soğan, tere ve hurma gibi besinlere ağırlık verilmelidir. Havuç fazla miktarda A vitamini, kabak da fazla miktarda C vitamini içerir. Yüksek A vitamini kaynağı olan marul, aynı zamanda kanı temizler. Kırmızı turp, vücuttaki düzensizlikleri giderir. Soğan, doğal ve güçlü bir mikrop öldürücü besindir. Tere, iyi bir demir kaynağıdır. Hurma, mineral içeriği yönünden zengindir ve enerji sağlar. Kuşburnu, ıhlamur, zencefil, rezene, anason, kekik otu, adaçayı gibi bitki çayları; yaygın görülen kış hastalıklarına karşı olumlu etkiler sağlamaktadır.
Kış mevsiminde güneş yüzünü daha az gösterdiği için, D vitamini ihtiyacını karşılamakta sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu nedenle havanın güneşli olduğu günlerde yaklaşık 20 dakika kadar güneş ışığından doğrudan yararlanmaya ve düzenli olarak balık yemeye özen gösterilmelidir.
Kış aylarında gerek günlerin kısalması gerekse havaların soğuması sonucu fiziksel aktiviteler de azalmaktadır. Hareketsizlik sonucu meydana gelebilecek sindirim sorunlarını önlemek amacıyla; baklagillerin ve kepekli tahılların tüketimine ağırlık verilmelidir.
Kış döneminde egzersize özel olarak önem verilmelidir. Amaç; kış aylarını kilo almadan geçirip uygun vücut ağırlığını kalıcı hale getirmek, metabolizma hızını düşürmemek ve en önemlisi sağlıklı yaşama adım atmaktır.
Yazın olduğu gibi kışın da sağlıklı pişirme yöntemleri tercih edilmeli ve genel beslenme ilkelerine uygun hareket edilmelidir. Kış yaklaştıkça, vücudumuz ısı değişikliğine uyum göstermek adına harcadığı enerjiyi düşürür. Azalan fiziksel aktiviteye ve harcanan enerjinin düşmesine paralel olarak alınan enerji miktarı da kısıtlanmalıdır.
Kış döneminde genel olarak, yorucu aktivitelerden kaçınılmalı, düzenli uykuya ve dengeli beslenmeye dikkat edilmelidir.
Hepimiz için ilaçsız, sağlıklı bir kış dönemi olmasını diliyorum…
Hilal ŞAHİN GÜNEŞSU (Diyetisyen)