ZENGİN ÜLKE FAKİR MİLLET
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
Akıl almaz bir çelişki.
Bu coğrafi konuma ve bu doğal zenginlikleri sahip olan bir ülkenin milleti ne yazık ki fakir. Gerekten akıl alacak gibi değil. Güzel ve zengin ülkemin milletine fakirlik hiç yakışmıyor. Tek neden beceriksiz iktidarlar.
Bir gün hak ettiğin yere geleceksin . Ne zaman. Ferdi Zeyrek gibi yüreği halk için çırpınan siyasetçiler iktidar olduğu zaman.
Herkes dünya haritasına bir baksın. Bu ülke dünyanın neresinde. Bu konumda ikinci bir dünya ülkesi var mı. Ey benim güzel ülkem;
- Jeopolitik konumun çok önemli ve değerli
- Dünyanın hayran olduğu doğal bir güzelliğin var
- Zengin yeraltı ve yerüstü doğal kaynakların var.
- İşsiz genç bir nüfusun var.
Neden Avrupa seni kıskanır, neden tüm dünya seni kıskanır. Tarih boyunca herkesin gözü sende olmuştur. Sevr ile seni paylaştılar ama Mustafa Kemal Atatürk buna izin vermedi. Ama ne talihsizlik ki;
- Kalkınmış ve gelişmiş çağdaş modern bir dünya ülkesi olamadık.
- Milletin fakir ve yoksulluktan kurtulamadı.
Sen bu gün Avrupanın en gelişmiş ve en kalkınmış bir ülkesi olmalıydın. Senin kıymetini bilemedik ve sana layık olamadık. Dünya bankası 2024 verilerine göre iki Avrupa ülkesi ile bizim aramızdaki ekonomik gelişmişlik farkı gerçekten insanın canını sıkıyor. İşte Almanya, işte Hollanda.
Ülkeler Yüzölçümü(km2) Kişi başı milli gelir(dolar)
Türkiye 783 562 12 986
Almanya 357 592 52 746
Hollanda 41 865 62 537
Almanya dan 2 kat daha fazla büyük , Hollanda dan yaklaşık 20 kat daha büyük yüz ölçüme sahibiz. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız kıyaslanmayacak kadar onlardan daha zenginiz. Ama onların kişi başı milli geliri bizden 5-6 kat fazla. Herkes artık bunu sorgulamalı ve nedenlerinin cevabını aramalıdır.
Yıllardır ülkenin zengin kaynaklarına karşın neden kalkınamadık, neden bu millet fakirlikten kurtulamadı. Hala da aynı söylem devam ediyor. Artık bu söylemden çıkıp çözüm üretmenin zamanı gelmiş geçiyor. Evet sorunlarımız çok. Bu sorunları şimdi tartışmak boşunadır. Çünkü ülkemin asıl sorunu siyaset ve sistemdir.
Önce siyaset değişmeli ve sonra adaletli bir yönetim sistemi kurulmalıdır.
NASIL BİR SİSYASET
Modern çağdaş demokrasilerde halkın siyasete katılımının aracı siyasi partilerin merkez yönetimleri, örgüt yapıları ve ülkeyi yönetim anlayışları ülke siyasetini belirler. Bugün ırk, dil, din, mezhep üzerinden siyaset yapan partileri çok olması, ülke siyaseti açısından son derece olumsuz bir durumdur. Bu gerici popülist siyaset ülkenin siyaseti açısından en önemli sorundur. Evrensel siyasi değerleri önemseyen ve yetenekli, çalışkan, dürüst yurtsever kadroların bulunduğu halk yanlısı partilerin iktidarı ile zengin kaynaklarımızı değerlendirmesi ülkenin gelişmesi ve kalkınması mümkün olacaktır.
Bu nedenle siyasi partilerde;
- Parti içi demokrasisi çok önemlidir. Parti yönetimi kararlarında parti üye iradelerini belirleyici olmalıdır. O zaman halkla bütünleşmiş bir parti oluşur ki, bu da ülke siyaseti için çok önemlidir.
- Parti Genel Başkanı halka güven veren, etkili hitabeti olan, iyi iletişim kurabilen, vizyonu olan ve dürüst, çalışkan ülke sevdalısı bir siyasi lider olmalıdır. Başarısız olduğunda hiç tereddüt etmeden çekilen onurlu ve haysiyetli biri olmalıdır.
- İl ve ilçe teşkilat başkanları halkla kaynaşmasını bilen ve sevilen, takdir edilen insanlar olmalıdır.
- Belediye Başkanları Yılmaz Büyükerşen’i örnek almalılar.
- Belediye başkanları ve milletvekili adayları, parti üyeleri ve halk tarafından belirlenmelidir.
- Bilim dünyasında, iş hayatında ve sivil toplum kuruluşlarında başarılı olmuş insanlar parti yapısında olmalı. Ülkenin gelişmesi ve kalkınmasına yönelik proje üreten bilim kurulları olmalı ve İktidar olduğunda her alanda ne yapacağına çok iyi bilen yönetim ekibi hazır olmalı. Çünkü ülke çok zaman kaybetti.
- Temiz ve şeffaf siyaset partinin ana ilkesi olmalıdır. Çünkü bu ülke yolsuzluktan, hırsızlıktan ve rüşvet den çok çekti ve bu duruma geldi.
Şimdiki iktidar partisine bir bakın, bu özelliklerden hangisi var. Ben göremiyorum. Siyaseti zenginleşme aracı olarak görenlerin çoğunlukta olduğu bir siyaset anlayışı hakim. Ülke gelişmemiş, kalkınmamış ve millet fakirleşmiş hiç umurlarında değil. 23 yıl oldu millet den hala sabır istiyorlar.
NASIL BİR SİSTEM
Modern ve çağdaş kalkınmış bir ülke olabilmek için devlet yapısı ve yönetim sistemi ona uygun olmalıdır. Bu yapı öyle olmalı ki siyasetin ürettiği politikalar ülkeyi kalkındırmalı ve bulunduğu bölgenin her anlamda etkin bir ülkesi olmalıdır. Bu sistem sosyal uzlaşmacı, bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, devletin güç, yetki, görev ve sorumluluklarının sınırlarını çizen bir anayasası olmalı ve o anayasa da uymalı. Bu sistem;
- Millet egemenliğine dayalı çağdaş demokratik parlamenter sistem olmalı.
- Kuvvetler ayrılığı ilkesi ile yasama, yürütme ve yargı sınırları anayasada güvence altına alınmış olmalı ve milletin yetkisini kullanan yasamanın, yürütme ve yargı üzerinde kesin denetimin olmalı.
- Ülke huzuru ve kalkınması için yargı bağımsız ve tarafsız olmalı.
- Hiçbir organ ve kurumun sınırsız yetkisi olmamalı, yetki ve görevini kötüye kullanandan hesabı sorulmalıdır.
- Devlet kurumları yönetiminde siyasi tercih değil, bilgi, beceri ve yeteneğe dayalı liyakatın egemen olduğu bir sistem olmalıdır.
Bu bir hayal değildir.
Bu zengin kaynakları olan ülke güçlü bir siyasi irade beklemektedir. Kısaca temiz siyaset, adaletli bir yönetim sistemi ile ülke kaynaklarının en verimli ve en planlı bir şekilde değerlendirmesi sonucunda kalkınmış bir dünya ülkesi olmak hayal değildir. Çünkü bu coğrafi konum, bu yeraltı ve yerüstü kaynakları, bu genç nüfus buna son derece elverişlidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: