Proje, Kafkas Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Şahin Bülbül ile Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu Bilim ve Sanat Merkezi'nden resim öğretmenleri Ümit Düzenli, Burcu Düzenli ve aynı merkezin resim yetenek alanı lise öğrencileri Elfin Reşitoğlu, Elif Uyanık ve Mustafa Enes Kaya'dan oluşan ekip tarafından yürütüldü.
Prof. Dr. Mustafa Şahin Bülbül, “Özgün fikirlerin kaynağı okumak mı, izlemek mi?” konulu sanat eğitimine yön verecek araştırmanın, Kars'ta gerçekleştirilen bilimsel bir araştırma olması özelliği ile sanat eğitiminde "okuma" ve "izleme" yöntemlerinin özgün düşünce ve hayal gücü üzerindeki etkisini ortaya koyduğunu söyledi.
Bülbül, "Resim Sanatında Hayal Gücü ve Özgün Tasarım Üretimi Üzerine Okuma ve İzleme Deneyimlerinin Etkisi" konulu çalışmanın, okumanın hayal gücünü ve özgün tasarımını ne ölçüde desteklediğini de gözler önüne serdiğini de belirtti.
Okuma, Yaratıcılıkta Açık Ara Önde
Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Şahin Bülbül, söz konusu projenin hayata geçirilme sürecinin ise şu şekilde olduğunu açıkladı:
“Çalışma kapsamında, Kars Gülahmet Aytemiz Güzel Sanatlar Lisesi'nde resim eğitimi alan 60 öğrenci iki gruba ayrıldı. Bir gruba araştırmacılar tarafından oluşturulan "Sarıkamış" temalı özgün bir hikâye metni okutulurken, diğer gruba aynı hikâyenin seslendirilmiş animasyon filmi izletildi. Ardından her iki gruptan da hikâyeden yola çıkarak özgün bir resim tasarımı yapmaları istendi.
Uzman değerlendirmeleri sonucunda ortaya çıkan tablo oldukça çarpıcıydı: Okuma grubundaki öğrenciler, izleme grubuna kıyasla anlamlı bir farkla daha özgün resim tasarımları oluşturdular. Bu bulgu, okumanın hayal gücü ve üretkenlik süreçlerinde belirgin üstünlüğünü kanıtlar nitelikte."
"Okuma, Hayal Dünyasının Kilidini Açıyor"
Araştırmacılar, hazır görsel içeriklerin öğrencilerin hayal gücünü yönlendirdiğini ve sınırlandırdığını belirtirken, okuma eyleminin ise zihinde daha geniş bir özgün yorumlama alanı açtığını vurguladığını da belriten Prof. Dr. Mustafa Şahin Bülbül, 'Özgün üretim, hazır görsellerde değil, kelimelerin yarattığı belirsizlik ve hayal etme alanında saklı' dedi.
Araştırmacı öğretmen Burcu Düzenli ise çalışmanın sonucunu şu sözlerle özetledi: "Görsel içerikler hızlı tüketime dayalı bir algı oluştururken, okuma eylemi öğrencide derinlemesine bir anlam inşası sağlıyor. Sanat eğitiminde asıl ihtiyacımız olan da bu derinlik ve kişisel yorum gücüdür."
"Önce Hayal Et, Sonra Gör"
Araştırma, sanat eğitiminde "Önce hayal et, sonra gör ve teknikle geliştir" şeklinde yeni bir pedagojik sıralama öneriyor. Ümit Düzenli, "Görseli izlemek zihni doyuruyor ama hayal etmeyi ve özgün düşünceyi kısıtlıyor. Okumak ise hayal etmeyi mecbur kılıyor.‘Eğer amacımız gerçekten özgün düşünce ve ifadeyse, öncelikle okumalıyı ve hayal etmeliyiz, ihtiyaç duyulursa sonra izlemeli ve görmeliyiz’ diyerek okumanın düşünsel süreçteki kritik rolüne dikkat çekti.
Genç Araştırmacıların Ortak Görüşü: "Kelimelerle Kurulan Dünyalar Daha Özgür"
Araştırmada görev alan lise öğrencileri, iki deneyim arasındaki temel farkı şöyle özetledi: "Animasyon izlemek, başkasının hayal ettiği bir dünyayı ziyaret etmek gibidir. Okumak ise kendi dünyamızın mimarı olmaktır. İzleyince sadece 'görüyor' ve 'sınırlanıyoruz', okurken ise her detayı kendi zihnimizde inşa ediyoruz. Bu sürecin getirdiği aidiyet duygusu ve özgünlük hissi paha biçilemez.
Bu çalışma, dijital çağda hızla yaygınlaşan görsel içerikler karşısında, okumanın yaratıcı düşünce ve özgün ifade üzerindeki kalıcı etkisini bilimsel olarak kanıtlaması açısından büyük önem taşıyor.”
Yorumlar
Kalan Karakter: