Kefir, karbon asiti ve az miktarda alkol içeren, özellikle Kafkasya’da yapılan, mayalanma yolu ile elde edilen bir içecektir. Kafkasya kökenli kefir, Rusçada “keyif veren” anlamına gelmektedir. Kefir, çok eski yıllardan beri süt asiti ve alkol fermantasyonu yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi özellikte fermente bir süt ürünüdür.
Kefir; bazı sinirsel rahatsızlıklarda, tümöral rahatsızlıklarda, bronş rahatsızlıklarında, kansızlıkta, astımda, cilt döküntülerinde, egzamada, sklerozan hastalıklarda, tansiyon problemlerinde, safra kesesi rahatsızlıklarında, böbrek hastalıklarında ve sarılıkta yararlı etkiler göstermektedir. Çocukların büyümesinde doğal koruma ve güvenli beslenme sağlamaktadır.
Çok eski zamanlardan beri genellikle su yerine kefir içen Kafkasyalılar, kefirin faydalarını uzun zamandan beri bilmektedirler. Kafkaslarda yaş ortalaması 110-120 olup kanser ve verem gibi hastalıklar bu bölgede çok nadir görülmektedir.
Kefir; serinletici aromasıyla kronik yorgunluğa iyi gelir, mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır, stresi azaltır, sakinleştirici etki gösterir, kolesterolü düşürür. Uykusuzluğu, depresyonu, damar sertliğini, kas kasılmalarını ve kan bozukluklarını önler. Kanı temizler, karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir. Cilt sağlığına iyi gelir. Yara ve yanıkların hızla iyileşmesini sağlar, idrar yolu iltihaplarını tedavi eder. Bebeklikten ergenliğe kadar kemiklerin ve dişlerin oluşumu ile sağlıklı dokuların ve kasların gelişimini olumlu yönde etkiler. Vücut gelişimi için gerekli olan vitamin, mineral ve protein desteğini sağlar. Mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır. Diş çürüklerini önler. Şekerin özümlenmesini sağlayarak şekeri enerjiye dönüştürür. İştah açar ve beslenmeye önemli katkı sağlar. Kan bozukluğunu önler. Tırnakların sağlıklı kalmasına yardımcıdır. Görme yeteneğinin güçlenmesini sağlar. Kesiklerin ve yaraların iyileşmesini hızlandırır. Zeka gelişimini olumlu yönde etkiler ve zihinsel aktiflik sağlar. Alerjilere karşı direnç oluşturur.
Kefir, her gün rahatlıkla içilebilecek iyi bir içecektir. En ideali, kefiri akşamları yemekte içmektir. Ciddi hastalık durumlarında her gün 1 litre kadar kefir içilmelidir. Kefirin kapağı sıkı bir şekilde kapatılmalı ve kefir ışıklı ortamlarda saklanmamalıdır.
Sözlerimi İbn-i Sina’nın konu ile ilgili güzel bir sözü ile sonlandırmak istiyorum:
“Şifasız hastalık yoktur, irade eksikliğinden başka. Değersiz bitki yoktur, tanınmamasından başka.”
(İbn-i Sina)
Şifa dolu günler dilerim…
Hilal ŞAHİN GÜNEŞSU (Diyetisyen)
hilal_sahin93@hotmail.com
Yorumlar
Kalan Karakter: