Neredeyse her gün hakkında sahip çıkılmadığı çürümeye terk edildiğine dair haberler yapılan ve Kars’ı ziyaret eden yerli ve yabancı ziyaretçilerin sosyal medya hesaplarından içler acısı halinin paylaşıldığı Katerina Köşkü, hiçbir yetkilinin vicdanını sızlatmıyor.
129 yıl önce dönemin 2. Rus Çarı Nikola döneminde yapılan köşkü çürümekten ve yok olmaktan kurtarmak için hiçbir adım atılmaması utandırmaya devam ediyor.
Bu köşkü Rus Çatı Nikola’nın eşi Katerina için yaptırdığı yalan yanlış bir şekilde söylense de, aslında Çar'ın hasta oğlu Aleksi için bir rehabiltasyon merkezi ve aynı zamanda ailesinin kışın ve yazın av köşkü olarak yaptırmış olduğu tarihi kaynaklarda yer almaktadır. Aslında Çar'ın Av Köşkü olarak bilinen bu tarihi yapının mevcut hali gören her kesi derinden üzerken, restorasyon için yetkilerin 1 asırdır tek adım bile atmamalarına akıl sır ermiyor.
Öte yandan birazcık, tarih, kültür ve geçmişe saygısı olan tüm vatandaşlar köşkün bir kültürel miras olduğunu düşünerek tepkililerini sosyal medya hesaplarından da ifade ederek, tek bir adım atılması talebinde bulunuyor.
Katerina Köşkü o kadar yıprandı ki, restore edilmesi neredeyse imkânsız hale geldi
'Yeşilova Suat' isimli Sarıkamışlı bir duyarlı vatandaş da sosyal medya hesabından Katerina Köşkü ve Sarıkamış üzerine kaleme aldığı bir yazısında, köşkün artık restorasyon gibi bir şansının kalmadığını dile getirdi.
Katerina Köşkü’nün129 yıl boyunca tek el atılmadığı için yıprandığına vurgu yapan Yeşilova Suat: “Katerina Köşkü’nün restorasyon gibi bir şansı artık kalmadı. Bu eser o kadar yıprandı ki, restore edilmesi neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak tamamen yıkılıp aslına uygun şekilde yeniden yapılması söz konusu olabilir.
Ama burada asıl mesele şudur: Yanına otel dikmek, özel pistler yapmak, gondolla kayak merkezine bağlamak, Beşevler'in siluetini değiştirmek gibi yapılacak işler, bu yapının ruhuna, Sarıkamış’ın doğasına ve tarihine ihanettir.
Oysa amaç tek olmalıydı: Bu özel yapıyı korumak. Fakat ne yazık ki insanlar artık çıkarı olmadan ülkesi ve yöresi için hiçbir şey yapmaz hale geldi.
Bundan sonra tek doğru yol bellidir: Bu eser devletin kendisi tarafından, kamu yararı gözetilerek ele alınmalıdır. Ormanlar korunmalı, Sarıkamış’ın doğasıyla uyumlu bir yol izlenmelidir. Eğer bu süreç özel sektöre bırakılırsa, kaçınılmaz olarak orman katliamına kapı aralanacaktır.
Unutulmamalıdır ki; Sarıkamış, ormansız hiçbir anlam ifade etmez. Doğa ve tarih bir bütündür, biri yok edilirse diğeri de değerini kaybeder. Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras, işte bu bilinçtir.” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: