Günümüzdeki beslenme modeli ile sağlık arasındaki yakın ilişki çeşitli bilimsel verilerle ortaya konmuştur. Yapılan çeşitli çalışmalarla yaşam süresinin uzatılması, sağlıklı yaşam ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Son yıllarda tüketiciler, gıdaların sağlık üzerindeki etkileri hakkında çok daha hassas ve bilinçli olmaya başladı. Tüketilen besinlerin özel fizyolojik etkileri üzerine yapılan araştırmalar da oldukça yoğunlaştı. Tüm dünyada sağlığı koruyucu ve iyileştirici olarak nitelendirilen sağlıklı gıda, fonksiyonel gıda, nütrasötikler (destekleyici besinler), medikal gıda, zenginleştirilmiş gıda, diyet gıda ve benzeri tarzda pek çok kavram gündeme geldi. Bu haftaki yazımda sizlere biraz fonksiyonel gıdalardan bahsedeceğim.
Günümüzün ve geleceğin gıdaları olarak kabul edilen fonksiyonel gıdalar (özel beslenme amaçlı gıdalar), tamamen doğal besinlerden elde edilen biyoaktif özellikteki maddelerin günlük olarak tükettiğimiz gıdalara eklenmesi ile ortaya çıkan ve sentetik özellik taşımayan gıdalardır. Fonksiyonel gıdaların pek çok tanımı yapılmış olmasına rağmen üzerinde hemfikir olunan bir tanım henüz geliştirilememiştir. Daha bilimsel bir dille açıklanacak olursa “Vücudun temel besin ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde insan fizyolojisi ve metabolik fonksiyonları üzerinde ilave faydalar sağlayan, böylelikle hastalıklardan korunmada ve daha sağlıklı bir yaşama ulaşmada etkinlik gösteren gıdalar, fonksiyonel gıdalardır.” diyebiliriz. Sağlıklı türde birçok gıda, fonksiyonel gıda olarak değerlendirilmektedir.
Günlük diyetlerde fonksiyonel gıdaların kullanımı, sağlık giderlerini azaltmanın bir yolu olarak görülmektedir. Fonksiyonel gıdalar, yapılarındaki fizyolojik aktif bileşenler sayesinde hastalıklardan korunmaya yardımcı ve yaşam kalitesini yükseltici gıdalardır. Fonksiyonel besinler, hiçbir işlem görmemiş doğal bir besin olabileceği gibi fonksiyonel bir besin öğesi ile zenginleştirilmiş veya genetik mühendislik yöntemleri ile değiştirilmiş bir besin de olabilir ve bu besinler günlük diyetle tüketilebilir. Mesela fonksiyonel gıdalar içerisinde; fonksiyonel bir etken içeren doğal gıdalar (likopen maddesince zengin domates, beta-karoten deposu havuç vb.) yer alabileceği gibi fonksiyonel etkeni ilave edilen (iyotlu tuz, omega-3 yağ asitli yumurta, kalsiyumca zenginleştirilmiş portakal suyu vb.) veya zararlı bir bileşiği çıkartılan gıdalar da (sodyumu azaltılmış tuz vb.) olabilir. Ayrıca gıda içerisindeki bazı bileşikler değişikliğe uğratılarak, biyoyararlığı artırılarak ve bunların farklı kombinasyonları kullanılarak da fonksiyonel besinler üretilmektedir.
Fonksiyonu, sindirim sistemini düzenleme ve bağışıklık sistemini destekleme; aktif gıda bileşeni ise probiyotikler olan yoğurt, fonksiyonel gıdalardan biridir. Aktif gıda bileşeni kalsiyum olup kemik ve diş sağlığını koruma fonksiyonu olan incir, fonksiyonel gıdalardandır. Kalp ve damar sağlığını koruma ve zihinsel gelişimi sağlama fonksiyonu olan, aktif gıda bileşeni olarak da omega- 3 yağ asitleri EPA/DHA içeren balık da bir fonksiyonel besindir. Yine kalp ve damar sağlığının korunması fonksiyonuna sahip, aktif gıda bileşeni soya proteini olan soya fasulyesi ve soya ürünleri de yine fonksiyonel gıdalar arasında yer alır.
Fonksiyonel gıda adı altında geliştirilen ilk ürünlere genellikle C vitamini, E vitamini, folik asit, çinko, demir ve kalsiyum eklenmiş olup son zamanlardaki çalışmalarda ise daha çok omega-3 yağ asitleri, bitki sterol/stanol, koenzim Q10 ve çözünebilir lifli yapılar eklendiği görülmektedir. Bu çalışmalardaki amaç, tek bir gıda ile birçok sağlık sorununu giderecek çözümler üretmektir. Fonksiyonel gıdalar günlük yaşantımızda daha çok süt ürünlerinde, içeceklerde, pastalarda ve bebek mamalarında karşımıza çıkmaktadır. Fonksiyonel gıdaları kullanım amaçlarına göre üç başlık altında toplayabiliriz. Bunlar; yaşama iyilik katanlar (sindirim sistemi sorunları ile ilgili çözümler üreten prebiyotikler ve probiyotikler), çocuk sağlığını geliştirenler (çocuklarda öğrenme kapasitesini ve davranışları geliştirici besinler) ve yaşamı kolaylaştıranlar (şeker hastalığı ve alerji gibi sağlık sorunları olanlar için geliştirilmiş besinler) şeklinde sınıflandırılabilir.
Fonksiyonel gıda tanımı altında en çok bilinen ve tüketilen gıdalar içerisinde probiyotikler (probiyotikler doğal olarak en çok; kefir, ayran, yoğurt ve peynir gibi fermente süt ürünlerinde bulunur.) ve prebiyotikler (prebiyotikler; enginar, kereviz, pırasa, kuşkonmaz, muz gibi birçok lifli gıdada mevcuttur.) yer almaktadır. Fonksiyonel içecekler; A, C, E vitamini ve diğer fonksiyonel maddelerle desteklenmiş alkolsüz içecekler; kolesterol düşürücü, omega-3 ya da soya eklenmiş içecekler; göz sağlığı için lutein eklenmiş içecekler; kemik sağlığı için kalsiyum ve inulin eklenmiş içecekler ve çözünebilir lifle zenginleştirilmiş içeceklerdir. Bunların dışında yine fonksiyonel yumurtalar, fonksiyonel et, özel margarinler, esmer ekmek özelliğine sahip beyaz ekmek ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde omega-3 yağ asiti eklenmiş ekmekler gibi bazı özel fırın-pasta ürünleri ve fonksiyonel tahıllar da fonksiyonel gıdalardır.
Düşük kalorili gıdalardan diyet lifi içeriği artırılmış gıdalara, glutensiz gıdalardan sporcu gıdalarına, bağışıklık sistemini güçlendiren gıdalardan yaşlanmayı geciktiren, fiziksel ve mental performansı artıran gıdalara kadar fonksiyonel gıdaların pek çok türünü günümüzde market raflarında bulmak mümkündür. Fonksiyonel gıdaların ortak özellikleri içerisinde; gıda formunda ürünler olmaları (ilaç, kapsül veya herhangi bir diyet desteği formunda olmamaları), bilim dünyası tarafından etkileri onaylanmış olmaları, doğal gıda bileşenleri olmaları, beslenme bakımından yeterli olup vücutta bir veya birden fazla fonksiyon üzerine iyi olması veya hastalık riskini azaltması gibi olumlu etkilere sahip olmaları, sağlığa olan faydalarının etiketlerine ve yapılan reklamlara uygun olmaları ve normal gıda tüketim modelinin bir parçası olarak kontrolsüz tüketimde güvenli olmaları yer almaktadır.
Günümüzde gıda sektöründe birçok özelliğin abartıldığını, suistimallerin fazlaca arttığını biliyoruz. Bu konudaki doğru bilgilendirme, bu sektörün geleceği açısından neredeyse hayati öneme sahip. Fonksiyonel gıdaların mucizevi gıdalar gibi sunularak tüketicilerin aldatılmaması için bu konuda yeterince bilinçli olmak gerekmektedir. Her ne kadar bilimsel çalışmalar, tüketilen gıdaların yaşam kalitesini etkilediğini gösterse de hiçbir gıdanın mucizeler yaratamayacağını, hastalıkların tedavisinde ilaç olarak kullanılamayacağını kesinlikle göz ardı etmemeliyiz.
Sağlıklı, güzel bir hafta geçirmenizi diliyorum…
Diyetisyen Hilal ŞAHİN GÜNEŞSU
hilal_sahin93@hotmail.com
Yorumlar
Kalan Karakter: