SES Parti Genel Başkanı ve Gazi Kars İttifakı Bağımsız Belediye Başkan Adayı Ayhan Bilgen, geçtiğimiz gün bir iftar yemeği düzenledi. Düzenlenen yemeğe Gazi Kars İttifakı destekçisi Alper Tunga Kılıç, Büyük Türkiye Partisi Kars İl Başkanı ve ittifak destekçisi Emrah Doğu, TEK Parti Kars İl Başkanı ve ittifak destekçisi Faruk Topçu, Keçiören Belediye Başkan Adayı ve ittifak destekçisi Ercan Yılmaz, SES Parti Kars İl Başkanı Sedat Cihangir, Saadet Partisi Kars il başkanı Erkan Uslu, Saadet Partisi Kars İl Sorumlusu Adem Alp, SES Parti Genel Başkan Yardımcıları N. Asuman Özer ve Ferhat Özmen ile SES Parti MYK Üyesi Orhan Fidan katıldı.
İftar yemeğinden sonra bir konuşma yapan Ayhan Bilgen, rakip adaylara seslenerek “Ayrımcılığa karşı olup şehri bütün vatandaşlarla birlikte yönetecek misiniz?” diye sordu ve “Mal varlığınızı açıklayın” çağrısında bulundu. Bilgen’in konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Partiler toplumun üzerinde bir yük, bir kambur”
“Biz bu yola çıktığımızda 'Bağımsız olmaz, ancak arkanızda güçlü bir parti olursa seçim kazanılır' diyenlere ben hep tersini iddia ettim. Dedim ki, 'Türkiye'de partiler artık toplumun üzerine bir yük, şehirlerin üzerinde bir kambur. Partilerin içerisine çöreklenmiş çıkar grupları; ideolojileri, inançları, kimlikleri, siyasal projeleri sadece araçsallaştırıyorlar. Ne yazık ki şehirden çok, ülkeden çok kendi kişisel çıkarlarının dertlerindeler ve bunu da kişisel çıkar olarak ifade edemediklerinden dolayı şahsi rantlarını örtmek için ideolojiyle, inançla adeta sosluyorlar, süslüyorlar ve toplumu kutuplaştırıyorlar, kamplaştırıyorlar.”
“Kelle hesabına ve sayısal çoğunluğa dayalı siyaset mi güdeceksiniz?”
“Geriye on gün kaldı. Halep orada ise arşın burada. On gün sonra hepimiz boyumuzun ölçüsünü alacağız. Bu şehir kimi takdir ediyor? Kime onay veriyor? Kime yol veriyor? Ve kimi bu şehidin yönetiminde görmek istiyor? Hep birlikte göreceğiz. Onun için büyük laflar etmek yerine ben çok basit bir çağrıyı bir kere daha huzurlarınızda yapmak istiyorum. Değerli arkadaşlar, bir buçuk yıl birlikte olduğumuz ve sonra haksız biçimde görevden alındığımız sürecin üzerinden üç buçuk yıl üzerinden geçmiş olmasına rağmen o bir buçuk yılın bizim açımızdan ifade ettiği iki tane büyük kazanım var. Bunlardan birisi şehri birlikte yönetmek. Yani katılımcılık, yani kimseyi dışlamadan, kimseyi inancı, etnik kökeni, siyasi görüşü, oy verip vermemesini bir kriter haline getirmeden şehri birlikte yönettik. Ben bu konuda çok net bir çağrıda bulundum. Dedim ki yine aynı mantıkla hareket edecek misiniz? Yoksa kelle hesabına dayalı, sadece sayısal çoğunluğa dayalı demokrasinin kokuşmuş, çürümüş, 'Biz daha kalabalığız, dolayısıyla siz bize boyun eğeceksiniz, biz sizi yöneteceğiz' anlayışıyla mı karşı yönetmeye çalışacaksınız? İki adaydan da bir cevap çıkmadı.”
“Bir öğretmen ve bir öğretim üyesinin ne kadar malı olabilir?”
“İkinci önemli çağrı şeffaflıkla ilgiliydi. Bakın biz bir buçuk yıl hesapları düzenli biçimde astık. Ama belediyede şeffaf olmanız için önce kendi özel hayatınızda şeffaf olmanız gerekiyor. Ben mal varlığımı açıklarken bir propaganda olsun diye, reklam olsun diye açıklamadım. Birilerine örnek olsun diye açıkladım. Onlar da eğer helal kazanmışlarsa, hesabını veremeyecekleri bir kuruş yoksa, malların mülkleri kendi zenginlikleridir. Allah zenginliklerini arttırsın. Öyle bir derdimiz yok, öyle bir rekabet, husumet duygusuyla falan çağrı yapmadık. Ama belediyeyi şeffaf yönetecek olan önce kendi hesabını, kendi özel hayatıyla, malıyla, mülküyle ilgili hesabını iyi verir. İki rakibimiz var. Birisi öğretmen, birisi öğretim üyesi. Bir öğretmen ve bir öğretim üyesinin ne kadar malı olabilir? Yani emeğiyle çalışmışsa, başka bir işte uğraşmamışsa, babasından da büyük mal mülk kalmamışsa, bazı büyük şehirlerdeki adaylar gibi değilse basit, makul, geçinme sınırının biraz üzerinde tasarrufu olabilir. Ama üçüncü kez huzurlarınızda çağrıda bulunuyorum. Büyük laf etmek yerine lütfen şu mal varlığınızı açıklayın. Açıklayın ve böylelikle Karslılar da bilsin ki siz de çok şeffaf, dürüst siyasetçiler olarak bugüne kadar hesabını veremeyeceğiniz hiçbir şey yok. Böylelikle yarın da belediyeye geldiğinizde bu halkın kör kuruşunun hesabını soracağınızı hesabını vereceğinizi hissettirmiş olursunuz. Ama sanki duvara konuşuyorum.”
“Devletin bildiğini kuldan niye saklıyorsunuz?”
“Belediyeyle ilgili büyük büyük laflar ediyorlar, sükseli projeler yayınlıyorlar, devasa hayal ürünü eserleri kamuoyuyla paylaşıyorlar ama nedense lütfedip mal varlıklarıyla ilgili iki çift laf etmiyorlar. Bu gayet basit bir şey. Zaten kazandığınızda bir zarfın içerisine mal varlığınızı yazıyorsunuz liste olarak. Sizin ve yakınlarınızın mal varlığını devlete veriyorsunuz kapalı zarf. Sonra bittiğinde tekrar yine mal bildiriminde bulunuyorsunuz. O görev boyunca haksız bir kazancınız var mı yok mu bu ortaya çıkıyor. Devletin bildiğini kuldan niye saklıyorsunuz? Allah'ın bildiğini kuldan saklama ihtiyacını niye hissediyorsunuz? Eğer savunulamayacak bir şey yoksa gayet helal lokmaysa, helal kazançsa Karslılar kendilerini yönetmeye talip olan kişilerin malını mülkünü bilsin değerli arkadaşlar. Bilsin ki sonrasında daha önceki belediye başkanlarında olduğu gibi devasa bir zenginleşme, çoluk çocuğuna oteller, televizyonlar bilmem neler yurt dışında yatırımlar olduğunda bu paranın Karslının cebinden çıkacağını, Karslı işçinin alın terinden çalındığını da herkes bilsin.
Bize sosyalist numaraları çekip bize milliyetçi nutuklar atıp eğer çok büyük mal mülk yığmışsanız bunu nereden yığdığınıza dair de gayet tabii hesap vereceksiniz. Siyasete soyunan herkes gizli saklı hiçbir şeyin olmayacağını bilerek soyunmuş olmalı. Yoksa sadece otobüs gezdirerek, sadece billboard doldurarak, sadece kuru gürültü yaparak eğer seçmeni kandıracağınızı sanıyorsanız hayal kuruyorsunuz.”
Rakip adaylara yaptığı çağrıların ardından destekçilerine seslenen Ayhan Bilgen, reklam için ayıracak büyük bütçelerinin olmadığını ve destekçilerin gönüllü olarak yapacakları çalışmaların çok önemli olduğunu şu sözlerle kaydetti:
“Çok büyük reklam harcamaları yapanlar var. Özellikle ulusal medya ve internet medyasında. Bizim tabii öyle bir gücümüz yok. Dolayısıyla sizlerden üç isteğim var dedim. Bunlardan birincisi bugünden itibaren son 10 gün bizim sosyal medya paylaşımlarımızı sizin de gönüllü olarak, fedakarca yapmanız ve mümkün olduğu kadar görünür olmanızı sağlamanız.
Seçmeni ikna eden asla siyasetçinin kendi siyasi propagandası değildir. Seçmeni ikna eden halkın kendisidir. Yani halkın siyasi hesabı olmayan, beklentisi, bir çıkarı, bir menfaati olmayan çevreler ancak eğer bir adayı, bir siyasi görüşü anlatırlarsa halk ona daha büyük bir teveccüh gösterir, daha büyük bir ilgi gösterir. Bizi bugüne kadar, bu noktaya kadar getiren Kars'taki sessiz çoğunluktur. İsimsiz kahramanlardır. Hiç kimsenin tanımadığı, bilmediği İstanbul'dan, İzmir'den, Ankara'dan Kars düzgün yönetilsin diye, Kars pislik içinde kalmasın diye buraya destek olmak için buradaki tanıdıklarını arayanlardır. Bugünden itibaren sizin de bu son on günü sıkı tutmanızı, birebir temas kurmanızı özellikle istiyorum çünkü sizin güven esaslı temaslarınız değerli arkadaşlar. Bizim otobüsümüzden de afişlerden de her şeyden daha güven verici ve daha değerlidir.
Sizlere son çağrımız da şudur ki; bildiğiniz üzere seçime girme hakkını elde etmiş beş partinin temsilcileri oluyor. Seçim boyunca çalışmak nasıl önemli ise değerli ise seçim günü oylara sahip çıkmak, oyları çaldırmamak, oyun hesabını doğru tutmak da en az onun kadar önemlidir, en az o kadar değerlidir. Dolayısıyla buradan bütün hemşerilerime özellikle çağrıda bulunuyorum. Biz gönüller ordusuyla bu çalışmayı yaptık. Kim hangi sandıkta oy kullanacaksa bir gözlemci gibi oradaki tutanağın sonucunu alıp sadece bizimle paylaşmak konusunda bizimle dayanışma içerisine girmelerini istiyoruz. Öyle inanıyoruz ki nasıl çalıştıysak, nasıl halkın gönlünde taht kurduysak, nasıl bir buçuk yıllık hizmetimizse bir güven oyu isteme hakkını, yüzünü kendimizde buluyorsak sandık günü de verilmiş oyları koruma konusunda aynı hassasiyeti, aynı duyarlılığı, aynı çabayı ciddiyetle ortaya koyacağız”
Ayhan Bilgen, konuşmasını “İnşallah seçimler hepimiz için, ülkemiz için, şehrimiz için hayırlı olur. Biz yarın kalmış işleri tamamlamak üzere bu yola çıktık. Daha önce söz verdiğimiz şeyleri yaptık. Yine söz veriyoruz. Ve sözümüzün arkasında da sonuna kadar duracağız” sözleriyle noktaladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: