Kars halkının ‘1Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlayan Başkan Saday, “Bir gün bütün mazlum ve mağdur Dünya devletlerinin özgürlükleri ne kavuşmalarını hür ve müstakil çağdaş insan haklarının tam uygulandığı kadın erkek hukukunun eşit olduğu birer dünya devleti olmaları dileği ile 1 Eylül Dünya Barış Günü kutluyorum.” Dedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulmadan tam on dört yıl önce ‘Yurtta Barış Cihanda Barış’ söylemi ile barışın, özgürlüğün, hak ve adaletin huzurun, sükûnun öncüsü olduğuna dikkat çeken Saday mesajında şu ifadeleri kullandı:“1Eylül1939 tarihinde Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi ile II. Dünya Savaşında binlerce insanın hayatını kaybetmiştir. Bu amaç ve yıkım karşısında daimi bir barışa ulaşmak için 1945 yılında İngiltere, Çin, Rusya, ABD ve Fransa kurucu daimi temsilci olarak Birleşmiş Milletler Teşkilatını kurmuşlardır. Oysa ‘bütün Dünya ülkelerinin savaş yerine barışı savunmalarıyla barış mümkün olur.’ Bu kurucu daimi ülkeler, II. Dünya Savaşından önce de bu gün de dünyaya en çok silah üretip satan ülkelerin başın a gelmektedirler.‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ilk defa Mustafa Kemal Atatürk tarafından 20 Nisan 1931’de seçim dolayısı ile milletin beyannamesin de dile getirmiştir. Bu söz 1961 ve 1982 Anayasalarında yer alan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel dış politika düsturudur. Devlet yönetiminde ve her türlü devlet faaliyetlerinde yönlendirici bir nitelik taşıyan ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ilkesi bir işaret, bir parola değil aynı zaman da bir üstünlük hukukudur. Bir taraftan yurt içinde huzur, sükûn ve güven içinde yaşamayı, diğer taraftan da milletlerarası barış ve güvenliği hedef ilke edinir. Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü hem iç politikanın hem dış politikanın temel dayanağı olarak görür. Dünyada olabilecek her hangi bir rahatsızlığın herkese zarar verebileceğini bu yüzden de milletlerin diğer milletlerin sorununa kayıtsız kalmayacağını ifade eder. Mustafa Kemal Atatürk ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözü ile kolektif güvenliği milletler arası barışın korunmasını ve devamlılığını ifade ediyor.Oysa acımasızca silah satan sömürgeci savaş yanlısı Birleşmiş Milletler Bildirisinin altına imza atanlar o gün neyseler bu gün de aynı şekil de barıştan, insan haklarından, uluslararası hukukdan yana olmayıp milletlerarası hukuku hiçe sayan bir yaklaşımla, mazlum devletlere hem silah satıp savaştırıyor. Hem de aracılık görüşmelerinde kendilerini sözde temize çıkartmak için barış yanlısı tutumları ile dünyaya birtakım iyi niyet mesajları veriyorlar. Kırdırmadıkları mazlum halk kalmadı. Bugün Güney ve Akdeniz’den sınır komşularımız olan Ortadoğu Coğrafyasında sürekli yüksek seviyede canlı tutulan savaş ortamında binlerce masum insanın ölümüne, milyonlarca insanın ise yerinden yurdundan koparılarak faklı dünya ülkelerine sürülmelerine göçmelerine sebep oldular. Bu yerlerinden yurtlarından edilen mülteci halkların perişan olmasına sebep oldular.1939 yılında Almanya’nın Polonya’yı işgali ile binlerce insanın ölümüne sebep olan ve bu vesile ile 1945 yılında kurulan insan haklarının korunması uluslararası barışın sağlanması için sözde Birleşmiş Milletler Topluluğu’nun bu gün pek de bir şey yaptıkları söylenemez. Çünkü bunlar silah üretip satan ülkelerdir. Savaşın bitmesini değil devamını isterler. Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulmadan tam on dört yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ‘Yurtta Barış Cihanda Barış’ söylemi ile barışın, özgürlüğün, hak ve adaletin huzurun, sükûnun öncüsü olmuştur.”
İbrahim Yılmaz
İbrahim Yılmaz